Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Hastaydım, kafam yorgun, ruhum umutsuz, gövdem acılar içindeydi. Tanrı’nın hiç değilse manevi enerji ve güçlü bir şefkat içgüdüsüyle donatmış olduğu ben, en acı bir cesaretsizlik çukurunun dibine düşmüştüm ve çok öl­dürücü bir zehirin, soluk alamayan kalbime dolduğunu duyuyordum. Yaylada üç ay geçirdim.. O güzel yöreyi bilirsiniz, insanın ruhu kendi içine döner ve eş­siz bir dinlenmenin tadına varır, her şey dinginlik ve huzur yaratır, orada, Tanrı’nın kusursuz yaratımı önünde, ruhunuz örf ve adetlerin boyunduruğundan kurtulur, toplumu unutur, toplumun el kol bağlayan zincirlerini gevşetir yeni­lenmiş bir gençliğin gücüyle.. Orada her düşünce duaya dönüşür, taze ve özgür doğa ile uyum içinde olmayan her şey bırakır yüreği. Ah, orada yorgun ruhlar huzur bulur, bitkin insan gençlik gücüne yeniden kavuşur. Hastalık günlerimi böyle geçirdim işte... Sonra akşamlar! 'Ayaklarını küller arasına uza­tıp kocaman ocağın önünde oturmak, bacadaki bir çatlaktan sanki beni çağırır­mış gibi ışınlarını gönderen yıldıza bakıp durmak, ya da derin düşlere dalarak ateşe bakmak, alevlerin yükselip, titreyip, kazanı, ateşten dilleriyle yalamak için birbirleriyle sanki yarışmalarını seyretmek ve düşünmek.. İnsan yaşamı da budur, diye: Doğmak, çalışmak, sevmek, büyümek ve yok olmak.”
Reklam
Senin kadar kendimi de avutmak için birkaç satır yazıyorum. Kitapları­nı yok etmeni söylemiştim, bunu hemen yap. Evet, hemen. Yaparsan huzu­ra kavuşacağından eminim. Yine de dar kafalı olmamaya, iyi yazılmış kitap­ları okumaktan korkmamaya dikkat et; tersine, bunu yapmak insana rahat­lık getirir hayatta. “Doğru olan ne varsa, dürüst olan ne varsa, haklı olan ne varsa, saf olan ne varsa, güzel olan ne varsa; ve erdem varsa ve övgü varsa, bunlar üstünde düşün”*. Aydınlığı, özgürlüğü ara; yaşamın kötülükleri üstüne fazla derinden kafa yortna.
Sayfa 16 - *İncil'den bir sözKitabı okuyor
160 syf.
·
Puan vermedi
Sabahattin Ali kendi hayatında nasıl biridir bilmiyorum ama kitaptan anladığım kadarıyla oldukça romantik ya da sevmeyi bilen biri desek daha doğru olur. Sevdiceğine yazdığı mektuplar öyle içten ki.. Ama bazen düşündürdüğü yerler de oldu, ben bu kadar sevgiye gelebilir miydim bilmem:)) Bir gün ben de çok seversem ancak o zaman bu kadar sevilmeyi isterim..:) Düz mantık birisinin bu kitaptan zevk alacağını sanmıyorum ama içinizde sevgiye ve sevmeye dair istek ve umut varsa okuyun derim. Romantik tarafınız mutlaka sevecektir..
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Canım Aliye, Ruhum FilizSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202024,5bin okunma
Ben seni niçin bu kadar çok seviyorum, Piraye? Nasıl oluyor da bir insan başka bir insanı bu kadar çok sevebiliyor?
Sayfa 475 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Savaş savaştır, biz­ler de sadece taşların uygarlığına ağlamıyoruz.
Gözyaşları insanlara neler neler anlatırdı. Her gözyaşının ayrı bir anlamı vardı. Her damlanın hangi zamanda, hangi mekânda, hangi kişiyle paylaşıldığı önemliydi. Gözyaşları ne kadar çok şeye tercümanlık yapıyordu. Damladığı, süzüldüğü, aktığı veya kana dönüştüğü zaman hep ayrı manaları vardı. Gözyaşları gizli duyguları açığa vuran mektuplar gibiydi.
Sayfa 352Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.