Bu insanlar Yezidi değil Ezidi'dir. Altı bin yıllık bir dinleri vardır, Yahudilikten de öncedirler, Hıristiyanlıktan da, Müslümanlıktan da.
(…) Ezidiler günde üç kere güneşe dönüp dua ederler, bazıları köklerinin eski güneş dinine dayandığını söylüyor. O kadar esli bir din ki herkes başlangıcını unutmuş. (…)
Bunların inancına göre Tanrı ve yedi melek vardır. Baş melek de Melek Tavûs'tur yani onların söyleyişiyle Tavusê Melek. Evet, tavuskuşu biçiminde bir melek, başmelek, Tanrı insanı yaratıp da ona secde etmesini istediği zaman bunu reddetmiş, ben ateşten yaratıldım, o topraktan; ona secde etmem, o bana secde etsin, dediği için cennetten kovulmuş. İşte şeytan lafı buradan çıkıyor. daha sonra gelen dinlerde şeytan da cennetten kovulduğu için Melek Tavus'un şeytan olduğunu sanmışlar. Bunları da şeytana tapar ilan etmişler. Oysa Melek Tavus cennetten kovulduktan sonra yaptıklarına pişman olmuş, yedi bin sene gözyaşı dökmüş, dünyadaki bütün ateşleri söndürüp bütün denizleri doldurmuş. Bunun üzerine de Tanrı yani Ezd onu affedip tekrar yanına almış, başmelek yapmış.
(…)
Ezidilerin inancı böyle oğlum. Melek Tavus'u kutsal sayarlar, şeytan lafını ağızlarına almazlar. Melek Tavus'un iyi mi kötü mü olduğunu sorarsan, hem iyi hem kötüdür cevabını alırsın, yani hem iyiliğin, hem kötülüğün meleği. İyi insanlardır ama şeytana taptıkları sanıldığı için tarih boyunca zulüm görmüşler, bir türlü iflah olmamışlardır, soyları azalmıştır. İnsanlık ağacının kırılmış dalıdır bu zavallılar.