Melekler kaderine acıyıp iki seçenek sunmuşlar. Şayet konuşma kabiliyetlerini geri almak istiyorlarsa, gördüklerini unutmaları gerekiyormuş. Her şey silinecek ama kalplerinde bir boşluk kalacakmış. Eğer gördüklerini hatırlamayı tercih ediyorlarsa, o zaman da zihinleri bulanacakmış. Böylece, kimsenin bilmediği o beldeye varanların yarısı, yüreklerinde bir eksiklik duygusuyla dönmüş. Yansı da akılları karışmış halde. Hasret çekenlere “âşıklar” denmiş; kafâsında sorular olanlara da “şakirtler.” Birinciler aşkı öğrenenlermiş, İkinciler ise öğrenmeye âşık.