Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"İçten davranmak değildi o, beni yok saymaktı. Yok saymak zorundaydınız çünkü. Sokakta kalmış bir kadını evine davet edip ona hiçbir şey sormayacak kadar kibar davranan bir insan en çok içtenlikten korkar. İçtenlik değildi o, korunmaktı. Yaptığınız fedakârlığa kendimi layık görmiyeyim diye öyle davrandınız. Önemli olan ben değildim, sizdiniz. (Erkeğin taklidine özenerek) "Görevimi yaptım," diyorsunuz içinizden, biliyorum. Ama ben görevinizin amacı değilim, bahanesiyim. Ah kocam da böyleydi... Ne hissiz bir görevciydi o!"
Sayfa 29 - Everest YayınlarıKitabı okudu
ERKEK: Ne sorabilirdim? KADIN: Herhangi bir soru. Karşınızdakini güç durumdan kurtaracak uydurma bir soru. Paranızı mı çaldırdınız, diye sorabilirdiniz sözgelişi. Ben de bir şeyler söylerdim. Belki saklardım gerçeği, bir şey uydururdum. Siz hiçbir şey sormayınca... Nasıl anlatayım... Sokakta kalmamın anlamı kalktı ortadan, bir kedi yavrusu durumuna düşüverdim. Tuttunuz ensesinden kediyi, sıcak odanıza getirdiniz. Sokak ortasında kalan bir kedinin ne hikâyesi olur? Tek başınıza gelmiş gibiydiniz eve. Kendi kendinize konuşur gibiydiniz. Ayakkabılarınızı çıkardınız, çoraplarınızı, kravatınızı çıkardınız. ERKEK: Ben içten davranayım diye... (Ayaklarını iskemlenin altına sokar). KADIN: Şimdi anneniz girse içeri ne düşünür kim bilir. (Birden ciddileşir.) İçten davranmak değildi o, beni yok saymaktı. Yok saymak zorundaydınız çünkü. Sokakta kalmış bir kadını evine davet edip ona hiçbir şey sormayacak kadar kibar davranan bir insan en çok içtenlikten korkar. İçtenlik değildi o, korunmaktı. Yaptığınız fedakârlığa kendimi layık görmiyeyim diye öyle davrandınız. Önemli olan ben değildim, sizdiniz. (Erkeğin taklidine özenerek) "Görevimi yaptım," diyorsunuz içinizden, biliyorum. Ama ben görevinizin amacı değilim, bahanesiyim. (Başını elleri içine alır.) Ah kocam da öyleydi... Ne hissiz bir görevciydi o! ERKEK: Kocanız için bir şey diyemem, benim görevcilikle bir alışverişim yoktur, ama hissiz olmasına hissizim. O kabul.
Sayfa 28 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sokakta kalmış bir kadını evine davet edip ona hiçbir şey sormayacak kadar kibar davranan bir insan en çok içtenlikten korkar.
Sayfa 28 - Everest Yayınları
Çiğdem Talu, artık nesiller boyu, sözlerini yazdığı şarkılar­ da yaşayacaktı. Melih Kibar'a gelince... O her denediği şarkı sözü yazarında Çiğdem'i arayarak, bu­lamayarak ve her gün ona biraz daha hayran kalarak yaşadı.
Melih Kibar Sonra çıktık... Sevgili Oskay Aktürk'ün bir Vosvos'u vardı, ona binip Aşiyan Mezarlığı'na gittik. Hiç ağlamadım ben. Yani Çiğdem'in ölümü­nü duyduğumda da ağlamadım, camide ağlamadım, evde yalnızken de ağlamadım, ama o Volkswagen'ın içinde tam dört dakika ağladım. O dört dakikayı hiç unutmuyorum. Aşiyan'a geldiğimizde bitmişti. Yani o bir boşalmaydı...
Melih Kibar Döndü. Çiğdem'i görmeye gidemiyorum. Ortak dostlarımız, en ya­kınlarımız bana, "Ne olur Melih, görme," diyorlardı. Çiğdem'in konuş­ması telefonda değişmeye başlamıştı. Tuhaf bir şey 25 Mayıs'ta tanış­ mıştık, 25 Mayıs'ta görmeye gittim ben. Konuştuk, benim sesimi du­yuyor, bana cevap veriyordu, ama başka bir canlıyla, başka bir şeyle konuşuyordum, ama neyle konuşuyordum bilmiyordum. Ve 28 Mayıs'ta da kaybettik... Yaşam dolu, beni de hayata bağlayan, çevre­ sindeki herkesi hayata bağlayan, hiç kimseyi kırmayan bir insan... Er­ken öldü, çok erken öldü ama o 90 yaşında da olsaydı herhalde gene bir efsane olarak hep hayatta kalacaktı.
Reklam
Tabii aralarında "sevgili bestecisi" Melih Kibar da vardı. Bütün şarkılara piyanosuyla eşlik etti. Ve Çiğdem, bu konsere, has­ta yatağından canlı telefon bağlantısıyla katıldı. Ne yazık ki, geç teşhis hatasını, destek konserleri telafi ede­meyecekti.
Melih Kibar Ben, Çiğdem'in öleceğini hiçbir zaman düşünmedim. Hiçbir zaman aklıma getirmedim. Kemoterapi onu çok sarsmıştı. Ama hala gülüyor­ du, biraz kilo almaya başladı, peruk takmaya başladı saçlarının dökül­ düğü dönemlerde... Ondan sonra İngiltere'de tabii para yiyen bir operasyondu. Çok fazla şarkı üretecek zamanımız olmamaya başladı, ama hala yazıyordu bir şeyler, yaratıyorduk. Sonunda ben Çiğdem'in kötü olduğuna dair haberlerden kaçmaya başladım. -Bu aptalca gele­bilir, bunu benim zayıflığım olarak görüyorum.- Çiğdem çok fazla değişmeye başladı, artık fiziksel olarak dışardan gözükmeye başladı. Metastaz bütün vücutta başladı, gözünü kaybetmeye doğru geldi.
Melih Kibar'ın deyişiyle, "hayatında en severek yazdığı şarkı sözü"nü o dönem kaleme aldı. Olgunluk dönemi şarkısı "Çınar"ın satır aralarında sitem vardı.
66 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.