Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Melike

Melike
@melikesaglik
Kitapları okurken heyecanlı , alıntı yaparken üşengecim.
Psikolog Adayı
DTCF- Psikoloji1/4
10 okur puanı
Temmuz 2022 tarihinde katıldı
Malın kadar bedenine de sahip çık.
"İnsanları bedenine değil, ruhuna aşık etmelisin." Gel de bunu bugün şöyle Diyojen. Estetik ameliyatlarla hemen hemen herkesin birbirine benzediği şu günlerde. Ama maalesef gerçekten de içten çok dışa önem verilen bugünlerde acaba bunu insanlara hatırlatmak mümkün olur mu? "Güzellik sana kısa süreliğine borç verilmiş bir şeydir."
Sayfa 35 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Malın kadar bedenine de sahip çık.
Biz yoksak zaten hayat da yok. Mal mülk de yok. Mutluluk ya da mutsuzluk da yok. Önce "biz" varız, sonra diğer her şey geliyor. "İnsan mallarını mülklerini zincirlerle, kilitlerle saklarken bedenlerinin bütün kapılarını ve pencerelerini neden açık bırakırlar?" "Kendi bedenine sahip çıkamayan insan malına mülküne nasıl sahip çıkar?"
Sayfa 34 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Ön Söz
Güce tapalım dedik. En çok bilen olalım, en çok söyleyen, en çok dinlenen, hatta yeri gelirse en çok korkulan. Bize kimseler cevap veremesin. Pek çok şey satın alabilelim, insanlar dahil, sevgi dahil, saygı dahil. Kortejlerle geçelim istedik, kenarda insanlar dursun baksın.
Sayfa 6 - Destek YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zengin ilişkiler faniliğin acısını hafifletir.
Pek çok filozof faniliğin acısını hafifletmek için başka fikirler ortaya atmıştır. Örneğin, Schopenhaur ve Bergson, insanoğlunu, bir kişinin ölümden sonra yeniden içinde yer aldığını her şeyi kuşatan yaşam gücünün ("istenç", "yaşama şevki") bir görüntüsü olarak düşünüyordu. Reenkarnasyon inanan kişiler, insanoğlunun özünün -tin,ruh veya ilahi bir kıvılcım- varlığını sürdüreceğini ve başka bir varlık halinde doğacağını inanır. Materyalistler, ölümden sonra DNA'mızın, organik moleküllerimizin, hatta karbon atomlarımızın kozmosa dağıldığını ve başka bir hayat türünün bir parçası olmak için çağırılana dek beklediğini söyleyebilir. Varlığın kalıcılığını ileri süren bu modeller, faniliğin acısını hafifletme konusunda benim için pek yararlı olmuyor: Bilincim olmadan moleküllerimin kaderi bana yalnızca soğuk bir rahatlık sağlıyor. Benim için fanilik arka planda çalan bir müzik gibi: Sürekli çalıyor ama çarpıcı bir olay onun farkında olmamızı sağlayana kadar pek fark edilmiyor.
Sayfa 158 - PegasusKitabı okudu
Reklam
Yaşamın amacı nedir diye mi soruyorsun? En ulu ve en imkansız olana ulaşmaya çalışarak ölmek derim.
Sayfa 24 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Bedenine sahip olduğun bilgelikten daha fazla akıl vardır.
Beden büyük bir akıldır, tek bir duygusunu olan bir çoğulluktur, hem savaş hem barıştır, hem sürü hem de çobandır. Akıl dediğin de bedenin bir aletidir, "tin" deneysel büyük aklın küçük aleti ve oyuncağıdır.
Sayfa 22 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Korkuyu Beklerken
Ben ucuz bir romandım. Hayır, kötü bir edebiyatın bile gerçekliği vardı: Can sıkıcı taklitçilikleri bile benden gerçekti. Ben yoktum; hatta ben yokum, olmadım diyemeyecek bir yerdeydim; kelimeler bile yan yana gelerek beni tanımlamak istemezlerdi. Ne olurdu benim de kelimelerim olsaydı; bana ait bir cümle, bir düşünce olsaydı. Binlerce yıldır söylenen milyonlarca sözden hiç olmazsa biri, beni içine alsaydı! Çok insan için söylendi ama sana da uygulanabilir denilseydi. Kendime gerçekten acıyabilseydim, gerçekten ümitsiz olsaydım. Sonra yavaş yavaş adım adım doğrulurdum.
Sayfa 66 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Korkuyu Beklerken
İnsanlığın ve insansızlığın yüz karasıydım. Kendime acımak istedim. Mutlak bir ümitsizliğe düşmek istedim. Belki tam düştükten sonra çıkmak kolay olurdu.
Sayfa 64 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Korkuyu Beklerken
Bir yandan sevmeye devam edebilir miydim? Çünkü sevmek, yarıda kalan bir kitaba devam etmek gibi kolay bir şey değildi. Ya hiç sevmemişsem bu güne kadar? Bir kitaba yeniden başlamak gibi, sevmeye yeniden başlamak pek kolayolmazdi herhalde.
Sayfa 63 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Korkuyu Beklerken
Başlayıp da yarım bıraktığım bir sürü teşebbüs, evin her tarafına dağılmıştı. (Sanki kafam da onlarla birlikte çekmeceler, dolaplara, sandık odasının eşyaları arasına dağılmıştı. Kafamı toparlayamıyordum bu yüzden.)
Sayfa 57 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Korkuyu Beklerken
İnsanlar beni ne kadar kolay etkiliyor.
Sayfa 49 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Korkuyu Beklerken
Acaba iyi bir şey olacak mı? Hayır, dedim kendi kendime. İyi bir şeyler birdenbire olur; bu kadar bekletmez insanı. Sürüncemede kalan heyecanlardan ancak kötü şeyler çıkar. Ya da hiçbir şey çıkmaz.
Sayfa 42 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Korkuyu Beklerken
Korkuyorsun, neden bu kadar uzakta yaşıyorsun şehirden? Neden üç evli sokağın en ucundaki evde oturuyorsun? son kaldırım taşından bile beş adım ötede ne işin var? Garip kaderine gülümsedim; aynaya bakarak tabii. Tatlı bir gülümseme. Eski neşemi kaybetmediğini göstermek için. Sonra durgunlaştım. Neden? Unuttum. Dur, hayır; unutmadım. Yalnız kaldıkça, yalnız kalmaktan korktukça... Aynadan uzaklaştım; fakat, biliyordum, böyle bir düşünceydi. Köpekler sinirimi bozdu, şimdi kendime gelirim. Buldum: Yalnız kalmaktan korktukça yalnızlığım artıyor. Bu sefer gerçekten gülümsedim. İster görün, ister görmeyin; gülümsedim işte. Her şeyimi kaybetmedim daha; çıkmayan candan ümit kesilmez, havlayan köpek ısırmaz. Hay Allah kahretsin!
Sayfa 37 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
unutulan.
Yalnız, ağların arasından elimi, onun kalbine götürdüğüm yer biraz karanlık. Rüya gibi bir resim. Birlikte hiç resim çektirmemiştik. Bir sürü şey gibi bunu da yapamadık nedense; bir türlü olmadı. Bir koşuşma, durmadan bir şeylerle uğraşma... Neden koşuyorduk, acelemiz neydi
Sayfa 33 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Akşamları elinizde paketlerle dönersiniz. Sizi bekleyenler vardır. Rahatsınız. Hem ne kolay rahatlıyorsunuz. İçinizde boşluklar yok. Neden ben de sizin gibi olamıyoruz? Bir ben miyim düşünen? Bir ben miyim yalnız?
Sayfa 49 - Can YayınlarıKitabı okudu
Tekno-Beyin Yanması
Nöro-görüntüleme araştırmaları bir özdeğerin, hipokampüsün boyutlarını koruyabileceğini göstermiştir. Hipokampüs at nalı şeklinde, hatırlamamıza yardımcı olan bölümdür. McGill Üniversitesinde Dr.Sonial Lupien ve meslektaşları, sağlıklı yirmi-yirmi altı ve altmış-seksen dört yaş arası gönüllülerde hipokampus boyutlarını araştırdı. Özgün ölçümlerinin, yaşları ne olursa olsun, hipokampüsün boyutlarıylha ilişkili olduğunu ortaya çıkardı. Ayrıca insanlar yaşamlarının kontrolünü ne kadar ellerinde hissederlerse, hipokampüsün de o kadar büyük olduğunu gördüler.
Sayfa 32 - Omega YayınlarıKitabı okudu
Albert Camus'ye kulak kesilmek gerekiyor: Yaşamakta ısrar ediniz, çünkü bu şimdiden bir yükümlülük ve ödev halini almış olmalıdır. Mücadele etmeden, çabalamadan, didinmeden gitmek, bir kurtarıcıya ya da bir efendiye bel bağlamak, kendimizi hiçe saymaktır. Herkesin yaşamı ve yazgısı, kendisi için bir ödevdir. Ve bu ödev, tarihseldir.
Sayfa 52 - Destek YayıneviKitabı okudu
Nietzsche, yaşama evet deyişin ve yaşamı her koşulda olumlamanın, en yüksek, en yüce ve en derin bilgelik olduğunu söylerken Camus için de her şeye rağmen yaşamaya devam etmekte ısrarcı olmak, absürd insanı bilgeliğe eriştiren şeydir.
Sayfa 52 - Destek YayıneviKitabı okudu
Absürde karşı başkaldırı için, yaşamakta ısrar etmek, yaşamakta diretmek gerekir. İntihar, absürdü ortadan kaldırmaz, bilakis onun sırtını sıvazlar, onu palazlandırır ve onu yüceltir. İntihar ederek ortadan kaldırdığımız şey ise absürd değil, bilakis kendi gerçekliğimizdir.
Sayfa 24 - Destek YayıneviKitabı okudu
"Oğulun babadan daha yaşlı olduğu yerde, yalnızca çılgınlık ve kaos vardır." (Le Premier Homme- İlk Adam)
Sayfa 12 - Destek YayıneviKitabı okudu
Reklam
Ölümün fizikselliği bizi tahrip etse de ölüm fikri bizi kurtarabilir.
Sayfa 55 - PegasusKitabı okudu
Bana göre dini doktrinlerin çoğu bu terapötik yaklaşımların bazılarını kullanıyor fakat inananlar genellikle ruhun ölmemesi, kıyamet günü, kefaret, cennet, sevdiklerinizle ve Tanrı'yla bir araya gelme, yeniden canlanma ve evrensel yaşam gücüyle bütünleşme gibi düşünceler yoluyla ölümün bir son oluşunu inkâr etmekte güçlü bir teselli buluyorlar.
Sayfa 56 - PegasusKitabı okudu
Akran ilişkilerinde psikolojik istismar, "arkadaşlar birbirine şaka yapar " kisvesi altında gözden kaçar çoğu zaman.
Sayfa 40 - kuraldışı