Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Düşünme sanatı, sayısal ve metodik tekniklerin ötesine gider ve varlıkları zatî hususiyetleri, ilişkileri ve anlam alanları ile birlikte kavramayı işaret eder. Burada tefekkür ile tahayyül, düşünmek ile düşlemek, tasavvur etmekle tezekkür etmek iç içe geçer. Tahayyül olmadan tefekkür olmaz. Düşünceden yoksun tahayyül eksiktir. Hayal gücünden mahrum düşünce kısırdır.
Aristoteles, Descartes ve Leibniz, bizim genel doğa teorisinin ve onun mantıki formunun ilerle­yişini kendilerinden özet olarak alabileceğimiz isimlerdir. Aristoteles'in fiziği ilk gerçek doğa bilimi örneğidir. Elbette haklı olarak, bu kıvancın bu fiziğe değil, atomculuğun kurucularına ait olduğu düşünülebilir. Fakat atomculuk, her ne kadar atom ve "boş mekan" kavramlarında kesin biçimde temellenmiş anlayış ve gelecekte ortaya çıkabilecek her doğa açıklaması için metodik bir çerçeve oluş­turmuş olsa da, bu çerçeveyi dolduramamıştır. Çünkü atomculuk, antik çağdaki biçimi içinde gerçekten köklü doğa problemini, oluş problemini başarıyla çözümleyememiştir. Atomculuk beden prob­lemini, bütün duyusal "özellikleri" saf geometrik belirlemelere, atomların düzeni ve durumuna, atom formuna dayandırmak sure­tiyle çözer. Fakat atomculuk, her şeyden önce, değişimi ifade edecek hiçbir genel düşünme vasıtası, atomların karşılıklı etkileşimini kavranır hale getirebilen ve yasalı olarak belirleyen hiçbir ilke içermez
Reklam
- " (...) "Velilik bir mecburiyettir!" diyen Batılı yazarın, aklî planda mecburiyeti kabul ederken, yine aklî plandan da olsa işaret etmesi gereken hakikati, adresi gösterememesi... Batılı, metodik düşünme ve kılı kırk yarma hususunda bir harika; ama havada kalmaya mahkûm..."
İBDA YayınlarıKitabı okudu
biraz da psycoo kişiliğimiz
"Bence psikopatların asıl olayı," diyor Rossi, "bir yan­dan son derece normalken-tıpkı bizim gibiyken- bir diğer yandan çok farklı olmaları. Mesela Gacy çocuk partilerinde palyaço olarak gösteri yapan biriydi... Psikopatların olayı bu. Dışarıdan gayet sıradan gözüküyorlar. Halbuki yüzeyi birazcık eşelersen, inierine girip bir
Sayfa 51
İslam felsefesi, "akıl asıl değil fakat metodik olarak ön plana alan" bir düşünme tarzıdır. Bu açı göz ardı edilecek olursa İslam felsefesi ve İslam kelâmı eşitlenecektir.
Sayfa 36
Metodik düşünme...
-... "Vesileye sarılınız!" hadisine uyarak Berkeley vesilesiyle kendimizi gerçekleştirir, ölçü ve ölçülendirmelerimizi serdederken, herkese hitap eder bir yol izlediğimiz belli... Berkeley'e gelince; o, elbette hata payı mahfuz, insan ve kâinatı "hep ben" merkezli insan aksiyonu yönünden ele alırken, mücerret zorunluluk hakkında, müşahhas kendi ve kâinat hakkında en soylu tecritlerden birini gerçekleştirmiştir. Niçin eksik ve güdük kaldığı, yukarıda anlattıklarımızın içinde var, buna nisbetle de, İslâm hariç, kimsenin eleştirebileceği değil. Hristiyan olması bakımından, fikirlerinde kutsal kitap kokusu var; ancak aynı kaynaktan malûl. Eksikliğini İslâm tasavvufundan takviye ederken, onun verilerini mücerret bir ruhun-Allah'ın doğrulayıcısı hâlinde aklî plana indiriyor; ama kendi din düşüncesinde bâtın yolu zorunluluğunun karşılığı ve bunun getirdiği zorunlulukların karşılığı olmadığı için, havada kalıyor. Tıpkı, "velilik bir mecburiyettir!" diyen Batılı yazarın, aklî planda mecburiyeti kabul ederken, yine aklî plandan da olsa işaret etmesi gereken hakikati, adresi gösterememesi gibi. Batılı, metodik düşünme ve kılı kırk yarma hususunda bir harika; ama havada kalmaya mahkûm...
Sayfa 181 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
23 öğeden 16 ile 23 arasındakiler gösteriliyor.