Cesaret en büyük saygınlıktır.
Bir Sinir Hastasının 21 Günü, Octave Mirbeau'nun 1887'den itibaren basında yer alan trajikomik haberleri kurguyla harmanlandığı hem eleştirel hem de eğlenceli romanıdır. Octave Henri Marie Mirbeau Fransız gazeteci, yazar ve sanat eleştirmenidir. Émile Zola, "J’accuse…!" adlı açık mektubunda Dreyfus'a yapılan haksızlığı dile getirdiği için mahkûm edilmişti, özgürlüğüne kavuşması için gereken ödemeyi Mirbeau üstlenmiştir.
Kolektif deliliğin her yaz mevsiminde nüksettiği toplum, siyasetten, zenginlerden ve ordudan oluşuyor. Bu elit toplum Fransa'nın Pireneler bölgesindeki kaplıcalarda sıradanlıklarını ve kötü eğilimlerini göstermek için buluşuyor. Birinci tekil şahıs anlatıcı Georges Vasseur, kendisi hakkında çok fazla bilgi vermez, bunun yerine başkalarını konuşturur. Bunlardan biri Clara Fistüle, Kozmogonik Mevcudiyet adı verdiği insanoğlunun yeniden üretimi için gereken yaşam biçiminin mucidi. Tanrı’yla insan arası bu varlık, henüz 17 yaşında ve medeni kanunun 'aile' olarak adlandırdığı birleşmeden doğduğunu reddediyor. Çok şey görmüş, geçirmiş ve anlamış olan bir dehanın mantığı sorgulanmaz elbette :)
Bu iki zıt karaktere Vasseur'ün arkadaşı Doktor Alexis Triceps eşlik ediyor. Triceps, başarılı bir sosyal projeyi hayata geçirdi, ayrıca yoksulluğun bir sinir hastalığı olduğunu beyan eden doktordur. Ölüm, Fransa topraklarının bu köşesini terk etmiş sanki. Adalete aykırı olan yeni bir delilik türünün keşfiyle hikâye başlıyor.
Çok keyifli bir kitaptı :)