Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mevlânâ, "Yalnızlık Allah’a mahsustur. Her canlı bir eş arar. Taşın kalbi yok ama onu bile yosun sarar!” demiştir.
"Sevgide güzellik arama; sevgi zaten güzelliktir." Mevlana.
Reklam
Üzülme ! Kaybettiğin her şey başka bir suretle bir gün mutlaka döner Hz.mevlana
Kötü kişilere verilen bilgi, mal, mülk, yülsek mevkî, başkanlık; halk için fitne olur!
Delinin elinde bulunan silahı al da, adâlet ve barış seven insanlar senden râzı olsunlar! Delinin elinden silahını alamazsan, hiç olmazsa onun elini bağla; yoksa, o silahlı deliden yüzlerce zarar gelir!
Reklam
Allah'ın büyüklüğü, san'atı, güzelliği ve yaratma gücü ile hayrete düşer de, şaşkınlıkla aklın başından giderse, o zaman, saçının her teli bir baş olur, bir akıl kesilir!
Zeki olmak, akıllı geçinmek İblis'in yoludur; aşk ve kulluk da Âdem'indir.
Pişman olmayı âdet edinirsen, yâni yaptığın işlerden boyuna pişman olur durursan, bu pişmanlıktan daha ziyâde pişman olursun. Böylece ömrünün yarısı perişanlıkla, yarısı da pişmanlıkla geçer, gider.
Uzaktaki sevgilinin arkasından insanın kendini kişisel buhranlara sürüklemesi aşkın ateşinde yanmak değil, aşk sanılan bir duygu yanlışlığına sürüklenmek sayılabilir ancak. Mevlana'nın sözünü ettiği aşk ateşinde yanmak kutsallığıyla yan yana dahi koyamayız bu iki kavramı.
Sayfa 88
Reklam
"Aşk ateşiyle pişmek" deyimi çok önemlidir. Doğru anlaşılmadığında karşılıksız bir sevdanın peşinde harcanıp giden zamanlar ve duygular gibi kalır akılda. Oysa aşkın temelinde adanmışlık vardır. Aşk, iyiliğe, güzelliğe, doğruya, hakka, adalete, paylaşmaya, sevgiye adanmak ve bu yolda emek sarf etmeye, sadaketle üretmeye devam etmektir. Bütünün hayrına hizmet etmek insanlığın borcudur adeta. Koca bir ömür kimseye fayda dokunmamış, başkalarına destek olmamış, kimseye hakkı geçmemiş, hiçbir şey için iyilikte bulunmamış ya da iyilik üretmemiş, paylaşmamış, bedeli ne olursa olsun sevgi beslemeye devam etmemiş, yüreğine kuşku bulaşmasına izin vermeden hayat yolunu yürümeye çabalamamış bir ömrü ömürden saymak mümkün müdür? Bencilce bir yaşam sürmenin kıymeti ne olabilir ki?
Sayfa 87
"Hayat önce test eder, sonra öğretir." Bu sözde tecrübenin gizemli gücü yatıyor sanki. Bir nevi "kaybederek kazanmak" felsefesi... Birkaç mağlubiyetten sonra yenilmezlik belgesi mi alıyoruz? Belki de...  Tecrübe denen şey, pahalı bir öğretmen olsa da, paha biçilemez bir hazine. Bebeklikten beri onunla yaşarız. Doğar doğmaz emmeyi, tutmayı, yürümeyi... Önce bir yere, bir insana tutunarak... Sonra vakti gelince; yalnız, tek başına... Büyürüz zamanla. Acılara tutunur, sevinçlere giden yolları ararız. Güvendiğimiz dağların karlarını temizler, kanayan yüreğimize kendi ellerimizle pansuman yaparız. İmtihanlar zorlar, pes etme noktasına getirir. Fakat içimizdeki bilinmez güç, her seferinde yolumuzu aydınlatır ve devam etmemizi emreder.  Pişmanlıklar ve keşkelere boğuluruz bazen. İyiliklerimiz gözden kaçar. Yine de yaşadıklarımıza şükreder, herkesi ve en çok da kendimizi affetmeyi öğreniriz. “Ömrümün hülasası sadece şu üç kelimedir; hamdım, piştim, yandım.” Hz. Mevlana Mutluluğun bedelsiz olmadığını, "hamdım, piştim, yandım" mertebesine ulaşmanın kolay olmadığını anlarız. Velhasıl, bedelini ödemeden, hatta bazen bedelini fazlasıyla ödeyerek, hayatın en basit nimetlerinden bile yararlanamayız. Tecrübelerimizle yoğrulmuş bir yaşam, aslında bize en büyük serveti sunar.
Yolculuk
Yazar Hanife Mert Hanım'ın 160 sayfadan oluşan #Yolculuk eserini
Dilek Fırıncı
Dilek Fırıncı
Özdemir Hanımin koordinatörlüğünde #okudum. ️️️️️️️️️️️️️️️️ ️Dört bölümden, otuzdokuz başlıktan oluşan her cümlesi insanın yüreğine dokunup içini biraz daha dönmesi neden onu anlatımlar, anlamlar ile dolu.... ️Eseri okumaya başladığım ilk sayfada bulunan
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.