Aileler, kabileler, devletler… İnsanların toplu halde yaşama biçimlerini tarihsel olarak ele alarak, zaman içerisinde toplum yapılarının ve toplumları birlikte tutan değerlerin nasıl değiştiğine dair önemli incelemeler yapılmış. Özel mülkiyetin sosyal, idari ve hatta cinsel ilişkileri nasıl şekillendirdiğine dair ufuk açıcı yorumlar içeren bu kitap, kitle davranışları ve devlet yapısının oluşumuna bambaşka bir açıdan bakmaya itiyor.
Elbette yapılan tüm bu analizler, yazarımız Engels’in görüşleri doğrultusunda sosyalist-komünist ideolojiyi yüceltecek ve “üstün toplum yapısı” olarak okuyucuya sunacak bir sonuca bağlanmaya çalışılmış. Biz okurların payına düşen ise, kitaptaki bu değerli incelemeler ve farklı bakış açısı için yazarımıza teşekkürlerimizi sunmak. Kesinlikle tavsiye ederim.
Ey ruhlarımızı elinde tutan ulu Tanrı, sen bizi babalarımızın bilgilerinden ve uğursuz sanatlarından kurtar; bize bilgisizliğimizi, saflığımızı, fakirliğimizi geri ver; bizi mutlu edebilecek olan, senin de en değerli saydığın bu nimetlerdir.
Sürü içgüdüsü birincil (primer) bir özellik taşır, yani daha başka ögelere bölünemez.
[Sürü psikolojisinin, bireysel psikolojinin bütünleşmiş hali olarak görülmemesi gerektiğini vurgularken]
[Trotter’in görüşlerine yer verdiği bölümden]
Osmanlı Hanedanı’nın şiir sanatını nasıl fonladığını ve bu sayede politik görüşlerin Divan Edebiyatı şiirlerinin içeriklerini nasıl değiştirdiğini resmi kayıtlarla gözler önüne seren harika bir eser. Patronun (Osmanlı Hanedanı) hoşuna gidecek eserler yaratma yarışının şiirleri hem içerik hem biçim açısından nasıl etkilediği incelenmiş ve şairlerin bu eserler sonucunda kaç akçe ile ödüllendirildiklerine kadar listelenmiş. Sanatın iki önemli aktörü olan “sanatçı ve fonlayıcı” ilişkisinin tarihimizdeki önemli bir örneğini sunan ufuk açıcı bir başyapıt.
Şâir ve PatronHalil İnalcık · Doğu Batı Yayınları · 2019640 okunma