394 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
KALBE ZARARLI BİR ADAM DOSTOYEVSKİ ve EZİLENLER'i
Bir yazar 1861 yılında, sürgünde hapis olarak geçirdiği senelerin ardından bir kitap yazıyor; bense yazıldıktan 160 sene sonra bu eseri okuyup diyorum ki ''sen nasıl bir psikoloji içindesin, sen gerçek bir hastasın Dostoyevski'' Değerli arkadaşlar, kitabı gece 02.30'da bitirdim ve uyumak için yattığımda yarım saat kitabı düşündüğümü fark ettim ,
Ezilenler
EzilenlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202218,8bin okunma
484 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
"Bir kız çocuğunun büyümesi ne zaman biter acaba? İlk adet gördüğünde mi, 18 yaşını doldurunca mı, evlenince mi, saçına ilk ak düşünce mi? Bence hiçbiri değil. Bir kız çocuğu büyümez, kaç yaşına gelirse gelsin asla büyümüş gibi hissetmez kendini." Öyle ya, büyümüyorum ben, büyümeyeceğim. Birçok hatıra ekleyeceğim hayatıma, bazısı benim,
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020137,5bin okunma
Reklam
256 syf.
·
Puan vermedi
Yıllar önce okuduğum kitabı tekrar okumama sebep olan şey, içerisinde otobiyografik unsurlar da taşıdığını öğrenmem oldu. Sabahattin Ali'nin hayatına dair malumata sahip olanların bağlantıları kolaylıkla kuracağını düşünerek devam etmek istiyorum. Peyami Safa'nın küçükken geçirdiği hastalıktan ötürü vücudunun bir uzvunu kullanmaktan
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019173,1bin okunma
Bana söyle yüz seksen derecedir diyorlar bir üçgenin iç açıları toplamı, ama kaç derecedir acaba bir insanın iç acıları toplamı, hiç hesaplayan var mı bunu...
Değerli 1k okurları bir şeyi çok merak ediyorum 🧐bazı okurlar var hiç kitap okumamış veya tek tük kitap okumuş ama beğeni ve puanları üst seviyede . Okuyanlara bakıyorum sayfalarına bakıyorum her şey mükemmel ama beğeni ve puanları diğerlerine göre çok daha düşük. Ben acaba abartıyor muyum ? Lütfen beni yanlış anlamayın sadece sizde bunu hiç fark ettiniz mi?
Ülkedeki insanlarda mahkemelik olma ya da dava yeme fetişizmi var. Bilmem necisinden bilmem kimcisine kadar birçok isim yediği davaları anlatırken kabarıyor. Öyle bir anlatıyor ki, ülkede tek kazığa oturtulan bunlar. Benzeri 1K'da da var. Engel yiyor, eleştiriliyor, ya da linç edilip hakarete maruz kalıyor, böylece muazzam bir etkileşim kasıyor. Yavaş yavaş kanaat önderi havasına girmeye başlıyor. Hakaret yeme fetişizmi öyle bir katılaşıyor ki, aklıselim bir iletişim ve istişare de mümkün olmuyor. Zira yaftalayarak oradan da bir hâdise çıkartılıyor. Geçen bir hanımefendinin iletisine yorum yapmıştım. Necip Fazıl beyin bir cümlesini paylaşmıştı. Bazı cümleler yerinde güzel. Durup dururken malûm amaca dönük sloganik iktibaslar yapıldığında o e-mücahid ya da e-devrimci olarak geri dönüyor. Denilebilir ki, cihad sadece kılıçtan mı ibaret? Değil, ama acaba bu çıkardığımız tantana cihad mıdır, yoksa nefsimizi tatmin için etkileşim meydana getirmek midir? O yüzden bu tarz kişilerin iletilerine yorup yapmayın. En son biri hesap puanlıyordu. Mücahid kardeşimiz tesettürlü hanımlara da yazıyordu ki, "Muhafazakâr fotoğraf. Dinî kitaplar çoğunlukta. Yazarlar da dindar." Not veriyor. Mübarek sen daha dün burada şeriat için kazan kaldırmadın mı? Şimdi de kadınların hesabını puanlıyorsun. Hayırlı geceler.
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.