— İnsanın düşmanını yenebilmesi için onun silahlarını bilmesi gerekir.
Sayfa 441 - Amaç YayınlarıKitabı okudu
— Beni iki kere öldüremezsiniz!
Sayfa 440 - Amaç YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Kurtlar ava gece çıkar..."
Sayfa 410 - Amaç YayınlarıKitabı okudu
"Kurt kurbanını ininin yakınında öldürmez...”
Sayfa 410 - Amaç YayınlarıKitabı okudu
— Hiç üzülme. Kör ettiği bir gözüme karşılık iki gözünü de çıkaracağım. Bir göze iki göz!
Sayfa 407 - Amaç YayınlarıKitabı okudu
“Bende kocakarılara döndüm, yufka yürekli oldum. Daha güçlü olmam, kendimi koyvermemem gerek, ama elimde değil. Ne kadar mutluyum… halbuki kısa zaman önce, dünya da üzüntüden başka bir şey bulunmadığını, herkesin bana yabancı olduğunu düşünüyordum.”
Reklam
“Kadınlar balık temizlerken bazen yumurta kesesini patlatırlar. Yumurtayı tat da bak,zehir gibidir. Bende tıpkı öyleyim. Yaşıyorum ama hayatın hep acılıklarını tadıyorum. Bazen dişini sıkar dayanırsın, ama sonra dersin ki, ulan hayat daha beterini ne zaman çıkaracaksın karşıma?…”
Güneş bozkırları ısıttıkça, hava çeşitli kokularla doluyordu. Isınan yolun toz kokusu, biçilmiş ot kokusuyla karışıyordu. Uzaktaki ufuk çizgisi sisli bir mavilik içinde belirmeye başlamıştı. Varya, Don'un öteki yakasındaki tanımadığı, fakat hâlâ kendi sınırsız bozkırı olmakta devam eden topraklara, herşeyi istercesine bakıyordu.
Sayfa 385 - Amaç YayınlarıKitabı okudu
— evlenmeden önce iyi düşün. Kadınların hepsi aynı fırça ile boyanmışlardır.
Sayfa 385 - Amaç YayınlarıKitabı okudu
— Evlilikten nadiren iyilik doğar. Yahut benim ihtiyar kafam öyle alıyor.
Sayfa 383 - Amaç YayınlarıKitabı okudu
Reklam
— Kadınların gözyaşları ilahi çığ gibidir.
Sayfa 382 - Amaç YayınlarıKitabı okudu
— Gençken karıma duyduğum aşk kasıp kavurucu bir öfkeydi. Ama sana soruyorum, niçin öfke? Çünkü karım hayatım boyunca huysuzluk etti. Huysuzluk da öfke de aynı şeydir.
Sayfa 382 - Amaç YayınlarıKitabı okudu
— Hayat bir uzun cehennem!
Sayfa 382 - Amaç YayınlarıKitabı okudu
— İşte hayat böyledir. İstediğin kadar çırpın dur, ergeç evlenirsin.Tabii erkeklerden bahsediyorum...
Sayfa 381 - Amaç YayınlarıKitabı okudu
Don kıyılarındaki tepelerin kireçli çıkıntıları sisle kaplıydı. Bayırlar hâlâ bulut kümelerinin icindeydi. Bozkırın otları, sarı yoncaların solgun dalları, bayırlarda olgunlaşan mısır gündüzün ortalığa saçtıkları kokuların hiç birini vermiyorlardı. Hatta her tarafı kaplamış pelin otları bile kokularını kaybetmişlerdi. İşte bu sessiz şafak saatinde bozkırda iki koku hüküm sürüyordu: Çiğ ve toz kokusu.
Sayfa 380 - Amaç YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.