Ted Dekker'in büyülü dünyasına girdiğim ilk kitaptır. Yazarın Çember Serisi diye adlandırdığı dört kitaptan ilki ya da sonuncusu diyebileceğim bir kitap. Çember Serisi'nde ister Yeşil kitabından başla ister Siyah kitabından başla hiçbir şey fark etmiyor. Yazar olayları öyle bir kurgulamış ki kahramanımız rüya ve gerçek dünya arasında gidip geliyor ve olaylar başa döndüğü için hiçbir kopukluk olmuyor. İki dünyada da yaşadığı olayların birbirini etkilediği iyi ile kötünün çatışmasını dünya üzerinde yayılan bir virüsle anlatan, okudukça insanı sürükleyen bir kitaptır. Herkese tavsiye ederim.
SPOILER İÇERİR.
Öncellikle bu kitap severek okuduğum üç fantastik kitaptan benzer ögeler içermesiyle bana şu kitapları anımsattı.
1.Zalim Prens
2.Gökyüzünün Diğer Tarafı
3.Hırsızların Dansı
Violet'in fakir bir çocukluk geçirerek hırsızlık yapması ve hayatta kalmak için çok mücadele etmesi bana Hırsızların Dansı kitabındaki Kazi'yi
Aşk insanı ötelerle dans ettiren nesnedir.
Allah'ın sırlarını açtığı bir Gülşen bağdır.
Ötelere götüren bir semahtır Aşk.
Kalem kırılır aşkı yazamaz ki,
Ne bahsetsin ki
Sen dinle, duy, hisset.
Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban demiş ya şair..
"Yaşıyorsam; gelecek günlerin seni getireceğine inandığım içindir.
Bütün bu çaresizliğin ortasında en güzel zamanları ve kendimi sana hazırlıyorum Mihriban.
Oraya bir gün varacak miyiz dersin? Kim bilir?"
Merhabalar
Bugün sizlere @artemismilenyum @artemisyayinlari ndan çıkan @actualgına imzalı #violetdikenlerinmenekşesi eseri ile geldim. Keyifle okuduğum eseri gönül rahatlığıyla tavsiye ederim
Üç Güneş kıtası ülkesinin en büyüğü ve en zengini Auveny.
En alt düzeydeki tebaa için bile adil yasalar ve fırsatlar sunan örnek bir Krallık.
Dünyada
İlk cild gayet akıcı
Üç kelimeyle bir Şah eser.
Okumaya başlamadan önce şöyle bir cümleyle karşılaştım.
"En çok Nobel edebiyat ödülü alamayan eser"
Şahsi düşüncem bu roman Nobel edebiyat ödülünü hak ediyor ama alamaz neden alamaz?
Çünkü bu romanı başka bir dile çevirirsen anlamını kaybeder neden ?
Musa Eroğlunun Mihriban adlı türküsünde şöyle bir cümle geçer "lambada titreyen alev üşüyor "
Bilindik bir örnek, bunu hangi dile çevirirsen çevir bu topraklarda yetişmiş bir insan da uyandırdığı hissiyatı aktaramazsın.
Aynı şey bu roman içinde geçerli örnek mesela
"Koyverdi" bu kelimeyi ingilizceye çeviremezsin.
Nasıl çevirecen "bıraktı" olarak çevrilecek veya "boşverdi" ama bu seferde cümle bütünlüğü bozuluyor.
Yani kısacası bu romanı bu ülkede yetişmemiş bir insanın anlaması çok zor.
İnce Memed 1Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202357,8bin okunma
Ve nice insanlar gördüm ben Mihriban. Alışkın elleri kötülük etmeden duramazdı. Yalan söylemeden edemezdi dudakları. Gurur kötü dikilmiş bir elbiseydi üzerlerinde. Boş kovalar gibi ses verirlerdi dokunulduğu zaman.