"İşte sen o kadar güzelsin
Ve ben o kadar karanlıklar içindeyim ki
Şunlar ellerindir diyorum, tutamıyorum
Şunlar gözlerindir diyorum, bakamıyorum
Düşün, kahrımdan ölmeliyim artık
Ölemiyorum"
"Hani sen git demeyecektin bana
Ve ben her şeye rağmen gelecektim
Ama ne sen gel dedin
Ne de ben gelebildim her şeye rağmen
Aşkımız ayrılıklarla başladı"
İçki masalarında kadehimdi yalnızlık, yürüdüğüm yollarda gölgemdi. Kâh bir eski kokuydu tenime sinmiş, kâh bir şarkının kırık dökük satırlarıydı durup durup tekrarladığım.
"Yaşıyorsam; gelecek günlerin seni getireceğine inandığım içindir.
Bütün bu çaresizliğin ortasında en güzel zamanları ve kendimi sana hazırlıyorum Mihriban.
Oraya bir gün varacak miyiz dersin? Kim bilir?"
"Fakat hiçbiri bilmiyordu ki sen bir okyanustun. Senden alabildikleri şeylerin küçüklüğünü bilmeden sevmeye çalıştılar seni.
Varoluşunun sebebi bu küçük oyun değildi, sen bir okyanustun. Sevmen de sevilmen de okyanusça olmalıydı."
"Belki de kim diye sorsalar beni,
Güneşe, çarşıya, kadehe uzatacağım ellerimi
Belki de alıp başımı gideceğim
Biliyorsunuz ya bir ağrısı vardır gitmenin
Nereye, ama nereye olursa gitmenin"
"Bak göreceksin nasıl da ayrılmak istiyoruz sonra
Nasıl da kaçmak istiyoruz birbirimizden
Yeniden yeniden yeniden
Sanki bir güzelliği ödüyoruz
Belki bir güzelliği ödüyoruz."