Bizim konuşmamız gönüle bulantı verecek kadar şiirle doluydu. Ötekiler bizim kadar lâkırdı bilmiyorlardı. Fakat, buna mukabil öyle çabuk ahbap olmuşlardı ki, yeis ve teselli kelimeleriyle başlayan sözleri şimdi, önümüzdeki güneşli dere kadar şendi. Mihriban hanım ara sıra gülümsüyor:" Zavallı sade ruhlar, diyordu, bakınız artık söylenecek hiçbir şeyleri kalmamıştı!.. Gülüşmekten başka bir şey yapmıyorlar..."
Sayfa 162 - Şiire tövbe eden adam.