120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Absürtlüğün resmi: Bir maymun bir halk
Bu çizgi romanı almamdaki en büyük etken kapaktaki sol işâret parmağına bir kelebek konmuş olan askerî kıyâfetli maymun. Ancak ondan daha önemlisi sulu boya ve guaj melezi gibi görünen tatlı çizimler. Hani şu çizgi roman alırken çok da heveskaçırana mâruz kalmadan kabaca sayfaları çevirdiğinizde içinizi ısıtan çocuksul çizimlerden bahsediyorum.
Hartlepool Maymunu
Hartlepool MaymunuWilfrid Lupano · Baobab Yayınları · 202156 okunma
592 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
Cevdet Bey ve Oğulları Orhan Pamuk’un ilk romanı. 1970lerin başında yazılmasına rağmen roman ancak 1982 yılında yayımlanır. Cumhuriyet sonrasında Işıkçı soyadını alan tüccar bir ailenin üç neslini anlatan bir dönem romanıdır. Üç bölümden oluşan eserde ilk bölüm Cevdet Bey’in, ikinci bölüm oğlu Refik’in, üçüncü bölüm de torunu Ahmet’in etrafında gelişir.Geleneğin içinden gelen ama Batı tarzına öykünen bir ailenin yaşam tarzı, düşünceleri, çelişkileri, çatışmaları anlatılır kitapta. Tüm aile geri kalmış ve acınacak durumda olan Doğu geleneğinden uzaklaşmak, Batı’ya yaklaşmak istemektedir. Kıyafetler, dekorlar ve ilişkiler de Batı tarzındadır. Kadife koltuklar, sedef takımlar, avizeler zengin bir ailenin iç mekânında kullandığı eşyalardır. Sindirilemeyen inkılaplar, Jön Türkler, milliyetçilik mefhumu gibi birçok konuyu masaya yatırır Pamuk. Özellikle Refik’in üst sınıfa dahil olma isteği, içindeki boşluğu doldurma arzusu, hayatı anlama çabası, yalnızlığı ülkenin içinde bulunduğu durumun yansımasıdır. Refik’in oğlu Ahmet, Fransa’da resim öğrenimi görmüş, Batı tarzını biraz daha sindirmiş ama o da ailesine ve topluma yabancılaşmış bir bireydir. Siyasi gelişmelere duyarlı olan Ahmet, 70 sonrası sol darbe söylentileriyle oldukça ilgilenir. Orhan Pamuk, kendisinin de içinde bulunduğu burjuva kültürünü son derece başarılı bir şekilde yansıtmıştır. Kitabın sonuna eklenen son söz de yazarın düşüncelerini yansıtmaktadır.
Cevdet Bey ve Oğulları
Cevdet Bey ve OğullarıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20235,9bin okunma
Reklam
426 syf.
10/10 puan verdi
·
21 günde okudu
Attila İlhan'ın "Gazisi"
Eserde Türk toplumunun bilincindeki "Atatürkçü düşünce" veya "Kemalizm" kavramlarının, Mustafa Kemal Atatürk'ün düşünceleriyle ve yapmak istedikleriyle ne kadar bağdaştığını Attila İlhan'dan okuyoruz. Bizler Atatürkçülüğün bir ideoloji haline getirilerek yanlış anlaşılması ve aktarılmasının acısını çekiyoruz.
Hangi Atatürk
Hangi AtatürkAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20031,294 okunma
426 syf.
·
Puan vermedi
·
14 saatte okudu
Kitap, Atilla İlhan’ın 1977-1979 yılları arasında muhtelif zamanlarda, Türkiye’nin o yıllardaki siyasi, ekonomik ve sosyolojik yapısı üzerine yazmış olduğu bir dizi makaleyi içeriyor. Makalelerin yazıldığı tarihleri göz önüne alırsak aslında Türkiye’de bu yıllar arasında gündem olmuş olan milliyetçilik, sağ-sol hareketleri, devrim, askeri darbe,
Hangi Atatürk
Hangi AtatürkAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20031,294 okunma
250 syf.
·
Puan vermedi
Adını kurucusu ve editörü Nihal Atsız'dan alan Atsız Mecmua, aylık bir fikir dergisi olarak 15 Mayıs 1931'den 25 Eylül 1932'ye kadar İstanbul'da yayınlandı. Sadece 17 sayı çıkabilen bu dergi bize 26 yaşındaki Atsız'ı gösteriyor. Bu dergi yalnızca mili hisleri okşayıp, günümüzdeki gibi "dönemindeki milliyetçileri
Atsız Mecmua Dergisi
Atsız Mecmua DergisiAtsız Mecmua Dergisi · 193113 okunma
111 syf.
·
Puan vermedi
·
19 günde okudu
1982'de yayımlanmış. 1983 Nevzat Üstün Öykü Ödülü almış. 80 öncesi sağ-sol çatışmasında olaylara sol pencereden bakan öyküler içeriyor. Sağcı olarak nitelendirilen tarafın din ve milliyetçilik bahanesiyle solcuların evlerini basmalarını, evleri yakmalarını, ev sakinlerine yaptıkları tecavüz ve işkencelerini konu ediniyor. Yapılan zulüm karşısında devletin kolluk kuvvetlerinin çaresizliği veya işbirliğine değinilmiş. Her şeye rağmen hayatın devam ettiği, umut ışığının var olduğu hatırlatılmış. O dönem için saldırıların tek taraflı gösterilmesi dönem gerçekliğini yansıtmamış. Kalem yazarın elinde olunca onun kurgu dünyasına bir şey diyemiyoruz. İhtilâlden iki yıl sonra bu konuları içeren öyküler yazabilmesi yazarın cesaretini ortaya koymaktadır. Konular içinde eritilen siyasi söylemler kutuplaştırıcı değil birleştirici olmuş. Komşunun oğlunun, uzaktan gördüğü insanların yıllardır hiçbir husumeti olmamasına rağmen birilerine zarar vermenin mantıklı hiçbir gerekçesinin olmadığı her öyküde tekrar edilmiş. İhtilâl sonrası tarihi atılan öykülerde çekilen sancıların henüz dinmediği, yapanın yanına kâr kaldığı hissettirilmiş. Eserdeki dokuz öykünün hepsi baş karakterin isminden oluşuyor: Şerife, Elif, Server, Saliha, Zeycan, Özdemir, Sultan, Ökkeş, Güher.
Kıran Resimleri
Kıran Resimleriİnci Aral · Kaynak Yayınları · 1984275 okunma
Reklam
270 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Murray Bookchin önemli bir düşünür ve yazar olmadan önce; sahip olduğu deneyimi ve bilgiyi bizzat sokaklarda, insanların arasında edinmiş birisiydi. Bu yüzden kendini çağının pek çok tatlı su solcusundan ayrılır. Marksizmi ve Sol'u çok iyi tahlil edip, eleştirmiş hatta revize etmiştir. Bu kitapta yazdığı makaleler 1990'dan ölümüne kadar ki tarihleri içeriyor. Bugünün penceresinden okuduğumuzda yaptığı tahminlerin ve öngörülerin ne kadar gerçekçi olduğunu görüyorsunuz. Milliyetçiliğin ve popülizmin geldiği konumu önceden tahmin etmiştir. Avrupa'da göçmen karşıtlığıyla birlikte milliyetçiliğin yükselmesi. ABD'de Trump, Brezilya'da Bolsonaro, Macaristan'da Orban, Fransa'da Le Pen, Hollanda'da Wilders gibi milliyetçi ve faşizan kişiler yükselişte oldu. Türkiye ise çok farklı bir eksene kaydı. Avrupa'nın istemediği göçmenler için tampon bölgesi olarak hizmet verirken aynı zaman Türk millyetçiliği üzerinden de oylarını konsolide edebiliyor. İlginç bir politik ikileme sahip olmamıza rağmen hem milliyetçilik hem de serbest kapı politikası aynı anda işe yaradı. Kitapta en dikkat çekici tez tabii ki de yerel yönetimlerle ilgili olan doğrudan demokrasi düşüncesi. Kabul etmek gerekir ki; Atina demokrasisi veya İsviçre vari bir konfedere yapıyı dünyanın her yerinde verimli bir şekilde kullanamayız. Ama belirli aralıklarla sadece vatandaşlık görevi altında oy vererek de bir şeyleri değiştiremeyeceğimiz ortada. Bizi temsilen yönetenleri eleştirmiyoruz, denetlemiyoruz, hesap sormuyoruz. Sorumluluktan kaçmak kolayımıza geliyor. Özgür bir toplum istiyoruz ama özgür olmak istemiyoruz. Bu ne yaman bir çelişkidir.
Geleceğin Devrimi
Geleceğin DevrimiMurray Bookchin · Dipnot Yayınları · 201745 okunma
67 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.