Çiçek, bu dünyadaki griliği temsil ettiğine inanıyordu. Hiçlikten ibaret olduğunu... İnsanların görmemek
için başını çevirdiği ama hep orada olduklarını bildiği kişiydi. Bu yüzden insanlardan, özellikle varlıklı olanlardan nefret etti ama kendisi gibi yoksul ve kimsesiz olanlarla da hiç yakınlık kurmadı.
En sevdiği yemek, en sevdiği renk...
Bir hayali veya bu dünyadan istediği hiçbir şey yoktu.
Ama hayatın kendisi için bir planı daha vardı.
Bir anlaşma yaptığı mücevher tasarımcısı Ayza, hayatı Çiçek’e sevdirebileceğine inanıyordu ama zamanla Çiçek’le hayattan nefret etmeyi öğrenmeye başlayacaktı.
İkisi de bu anlaşmada kendi oyununu oynuyor ama hiç kimse kimin kazanacağını bilmiyordu.
Kitaba puanım 5/5
Öncelikle kitap bazı yerlerde duraklasa da genel Olarak akıcıydı diyebilirim. Özellikle duygusal biri iseniz 2 3 gün kitabın etkisinden çıkamıyorsunuz. Kitap çok derin duygular içeriyor. Bence Dolunayda Açan Çiçek sıradan bir gençlik kitabı değildi. Aynı şekilde Ayza ve Çiçek çifti de çok çok farklı bir çiftti. Çiçeğin acıları, Ayza nın çiçeğe destek olması çok ama çok güzeldi. Kitabın sonu çok ani oldu. En azından bence. Ama Son Kaset bölümü hepimizin gözlerini doldurdu ve yüzünde bit tebessüm oluşturdu bundan eminim. Biraz toparlamak gerekirse; kesinlikle okuyunnn