Müritler Bankalarına girdiklerinde, sanmayasınız ki canlarının çektiği gibi öylesine dalıp paraları alabilsinler. Katiyen. Önce küçük bir kafesten ona bir şeyler mırıldanarak Dolar’la konuşmaları gerek, bir nevi günah çıkarıyorlar yani. Fazla gürültü yok, yumuşacık bir ışık veren lambalar, yüksek kemerler arasında minnacık bir gişe, o kadar. Vaftiz şekerini yutmuyorlar. Onu cebe indiriyorlar. Öyle huşu içinde onları uzun uzadıya seyredemezdim. Ne de olsa dümdüz gölge bölmeleri arasından sokaktaki insanların peşinden gitmem gerekiyordu.
MAVİ GÖZLÜ DEV, MİNNACIK KADlN VE HANlMELLERi
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii hanımeli
açan bir ev.
Bir dev gibi seviyordu dev.
Ve elleri öyle büyük işler için hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan evin.
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Mini minnacıktı kadın.
Rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
Ve elveda! deyip mavi gözlü deve, girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruliiii hanımeli
açan eve.
Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz : bahçesinde ebruiiiiii
hanımeli açan ev…