Birlikte hiç resim çektirmemiştik. Bir sürü şey gibi bunu da yapamadık nedense; bir türlü olmadı. Bir koşuşma, durmadan bir şeylerle uğraşma... Neden koşuyorduk, acelemiz neydi?
Korku yoktu içinde, ürküntü, kızgınlık, pişmanlık yoktu. Yalnızca bir ses, saatin kaç olduğunu söyler gibi, sakin ve donuk bir tonla ona otuz üç yaşında olduğunu söylüyordu.
"Bir mavi, bir sarı, bir kırmızı, bir de yeşil kutu var; gözü kapalı, maviyi bulma ihtimali nedir?" sorusuna olasılık kullanarak %25 diyenler devrimci, 'ya açarım, ya açamam' diye düşünerek %50 diyenler anarşisttir..
Beni anlayamadığı için bir delikanlıya yolladığım ayrılık yüklü aşk şarkısını onun bir kere dinleyip kendisini terk eden kıza yollaması nasıl ağır bir ağrıdır ki önemsenmez?!