Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Batı medeniyeti gibi İslam medeniyeti de modern dönemde köklü kırılmalar yaşadı. Geleneksel dünya görüşünün terk edildiği modern dönemde, Müslüman toplumlar Avrupa emperyalizmine ve yayılmacılığına karşı uzun mücadeleler vermek zorunda kaldılar.İngiliz ve Fransızlar başta olmak üzere, Avrupalılar sadece İslam topraklarını işgal etmediler;aynı zamanda klasik İslam geleneği ile irtibatını koparmış yeni siyasi ve fikri elitler ürettiler. Modernleşme adına yaşanan sekülerleşme ve Köksüzleşme, İslam toplumlarında batı'ya karşı derin bir şüphe yarattı. Bugün Bu şüphe, yaşadığımız kolonyalizm sonrası dönemde de devam ediyor..
Sayfa 40 - İsamKitabı okudu
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Ne sınavlardan geçtik... Sınandığımızı hiç bilmeden!
Sosyolog Fatma Barbarosoğlu'nu ' "Son On Beş Dakika " isimli kitabıyla tanımıştım. O kitabını tam olarak sevemesem de İmaj Ve Takva isimli bu kitabıyla gönlümü feth etti diyebilirim. İmaj ve Takva isimli kitabın da gerek ismi gerekse içinde yer alan bazı cümleleri oldukça çarpıcı diye düşünüyorum açıkçası. Kitabın ismine baktığımda
İmaj Ve Takva
İmaj Ve TakvaFatma Barbarosoğlu · Profil Yayıncılık · 2009378 okunma
Reklam
Daha önce kısaca değinilen bir örneğe geri dönecek olursak, Orta Çağ'ın son derece dine bağlı olduğu düşünülmekte ve bu çağ gerçekten de dinin en güçlü şekilde egemen olduğu çağ olarak kabul edilmektedir. Bu durum romantik biçimde yüceltilmiş ya da yalnızca Yeni Çağ ile kurtulduğumuz, insan ruhunun korkunç bir karanlığı olarak yargılanmıştır. Durum ne olursa olsun bir yargıya varılmıştır ve bu yargı, bu genellemede kesinlikle yanlıştır. Orta Çağ köylüleri, zanaatkârları ve denizcileri de muhtemelen 19. yüzyıldaki akranlarından daha dindar değillerdi ve gerek reformları gerekse din savaşlarıyla Erken Modern Çağ, dini açıdan daha hareketli bir dönemdi. Hindistan'ın Orta Çağ'da (eğer orada bir Orta Çağ varsa), bugün olduğundan daha dindar olduğu da oldukça şüphelidir. Albrecht Koschorke'nin belirttiği gibi, Orta Çağ'a dini açıdan anlam yüklenmesi, aydınlanmış ve sekülerleşmiş bir modernite inşasının yan etkisidir. “Eğer insanlık, isteğe bağlı olarak daha aydınlanmış ya da inançsız olacaksa, o zaman önce ya olgunlaşmamış ya da dindar olması gerekir.”9 Bu durum, 19. yüzyıl için kesinlikle geçerli değildir. “ Artık, 19. yüzyılın, küresel ölçekte görülen bir çağ olmayışının yanı sıra, Batı Avrupa'da bile dini faaliyetlerin azaldığı bir yüzyıl olmadığı da büyük ölçüde kanıtlanmıştır.” Fakat çağlar arasında geri gidildiğinde bile dini açıdan kırılmalar görülür. “Bu durum, en azından Orta Çağ insanına dini açıdan güvenliği garantilemeyi gerekli kılar.”
Bir Jön Türk Ve İttihatçı Olarak Ahmet Rıza Bey – 2  Osmanlı’da Modernleşme Sürecinde Bir Aydın: Ahmet Rıza Modernleşme süreciyle alakalı yargıların başında bunun bir zorunluluk olduğu anlatılmaktadır. Eğer bu düşünceyi ya da hayat tarzını bir hareket olarak kabul edecek olursak genel manada modernleşme hareketlerinin araç haline getirilmesi
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Yirminci yüzyılın en önemli düşünür ve devlet adamlarından biri olan Aliya İzetbegoviç, "Doğu Batı Arasında İslam" adlı bu başyapıtta, zihnimizde standartlaşmış, içi boşaltılmış birçok kavramı yerinden sarsarak bizi bunlar üzerinde yeniden düşünmeye sevk ediyor. Yaratılış ve Evrim, Kültür ve Medeniyet, Toplum ve Topluluk gibi iç içe
Doğu Batı Arasında İslam
Doğu Batı Arasında İslamAliya İzzetbegoviç · Ketebe Yayınevi · 20193,526 okunma
236 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Sevmek varken neden nefret dolu olasın ?
Biliyorum ki, beni evlat edindi çünkü bir arkadaş istedi (hiç arkadaşı yoktu). Jeanette Winterson’nın hayatını kaleme aldığı, ‘Normal olmak varken neden mutlu olasın?’ post-modernitenin ve Winterson’nun kaleminin çarpıcı bir örneğidir. Kendisinin de Bomb dergisinde söylediği gibi, bir sayfayı okuduğunuzda, o sayfanın Winterson tarafında
Why Be Happy When You Could Be Normal?
Why Be Happy When You Could Be Normal?Jeanette Winterson · Grove Press · 2013637 okunma
Reklam
408 syf.
·
Puan vermedi
Madam Bovary'den hareketle geliştiren bir akım vardır: Bovarizm. Bulunduğu konumun ve sahip olduklarının farkında olan ancak bir üst aşamaya geçmek isteyen kişi... Bu düşüncede olan kişi mutsuzdur. Elindekiyle yetinmek istemez, daha fazlasını ister. O da mutsuzluğu getirecektir. Bu da bovarizmi doğurur. Gustave Flaubert tarafından 1856'da yazılan
Madam Bovary
Madam BovaryGustave Flaubert · Can Yayınları · 202233,4bin okunma
Postmodernite
Postmodernite ile büyük kırılmalar yaşandı. Bilim eski iddiasından uzaklaştı. Merkez ve belirleyicilik yerine izafiyete bıraktı. Kutsal bu dönemde "haz" olarak devreye girdi. Bedeni öne çıkaran modern döneme nispet, arzular, tüketimin itici gücü olarak kutsanır hale geldi. Büyük iddiaların ön görülmediği bu dönemin en önemli iddiası, iddiayı devreden çıkarmasıdır. Postmodern söylem hakikatsız bir söylemdir. Görecelik, yaşamayı önerirken, uzayan değerleri devre dışına çıkardı. Mekanı parçaladı, hayatı ironiyi açtı ve modernitenin katı hiyerarşine karşı, anarşiyi öne çıkardı. İletişimde gelinen aşamanın imkanlarıyla hayal ve gerçek iç içe geçti. Gizlinin ifşasına duyulan merak, özel alanın kamuya açılmasını normal hale getirdi. İnternet sanal bir kaçış yurdu, sığınak olarak yeni bir alan olarak ortaya çıktı. Modernitedeki aklın fonksiyonu; filmin işlevi ise pazara/piyasaya bırakıldı.
36 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.