Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Osmanlı İmparatorluğu'nun Dağılması
Osmanlı İmparatorluğu uzun yıllar "Avrupa'nın Hasta Adamı" adıyla anılmıştı. 19. yüzyılda Avrupa (Yunanistan, Sırbistan, Karadağ, Romanya) ve Arap coğrafyasındaki (Cezayir ve Tunus Fransızlara, Mısır İngilizlere) topraklarının büyük bölümünü kaybetmişti. 1908 yılında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu eski Osmanlı toprakları olan
Sayfa 142Kitabı okudu
Zaten modern Türklük çoğu şeyi ile güçlüdür, ama tarih bilgisinden yoksundur.
Reklam
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI) Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
anıtkabirin yapılacağı yerin seçilme sürecinde yaşananlara dair..
Anıtkabir inşaatı 1943'te başladı ve 10 yıl sürdü. Ankara caddelerinde gerçekleştirilen ve bir önceki bölümde ayrıntılı bir şekilde anlatılan törenin ardından Anıtkabir 10 Kasım 1953'te resmi olarak açıldı. Ancak, herhangi bir inşaatın başlayabilmesi için önce müsait bir yere ve uygun bir tasarıma ihtiyaç vardı. Anıtkabir için yer
Harf devriminin bir gece halkı cahil bıraktı iddiası üzerine
Bugün üzerinde konuşulan bir konu , alfabe değişikliğiyle birlikte tüm bir ulusun birdenbire okur yazarlığını yitirmiş olduğu iddiasıdır. Bu iddia, gerici çevrelerin uydurduğu şehir efsaneleri'nin başta gelenlerindendir. Yeni Türkiye'nin, kurulduğu 1923 yılındaki okuryazarlık oranı yüzde 10'un altındaydı. Bu oran, 1935 nüfus sayımı sonuçlarına göre yüzde 19,25'e çıkmıştır. Yani alfabe değişikliği yapıldığında okuryazarlık orarının yüzde 15'in altında olduğunu varsayabiliriz . O dönemde okur yazarlar arasında lise ve üstü eğitim alanların mutlaka bir yabancı dil bildiklerini, bunun da çok büyük oranda Fransızca olduğunu düşünürsek, alfabe değişikliğinden mağdur olanların oranının yüzde 10 un çok altında kaldığını kolaylıkla söyleyebiliriz. Bu istatistiksel veriyi farklı bir açıdan yorumlayacak olursak, modern eğitim almış seçkin sınıf mensuplarından mağdur olan olmamış, toplumun ezici bir çoğunluğu için ise günlük yaşamda değişen herhangi bir şey olmamıştır.
478 syf.
·
Puan vermedi
Okay (1931-2017), İslam Ansiklopedisi’nin on altıncı cildinde yazdığı ‘’hatırat’’ başlıklı madde başında ilk olarak hatıratın, edebi bir kavram ve terim olduğundan ve ilk örneklerine tarihsel değeri yüksek metinlerin içerisinde bulabileceğimizden söz eder. Söz konusu metinler tarih, seyahatname, rûzname, menâkıp, tezkire, muhtıra ve mektuplardır.
İbrahim Efendi Konağı
İbrahim Efendi KonağıSamiha Ayverdi · Kubbealtı Neşriyatı · 2022749 okunma
Reklam
Türkler ve Naziler: Ari ırkı
Türkiye uyruklu Yahudileri kapsamasa da Nazi rejiminin Türklere Avrupalı halk kapsamında bir hukukî statü tanımış olması Türkiye’de memnuniyetle karşılanmıştı. Burada dikkat çeken bir konu, Türkiye’nin Nazilerin Irk hiyerarşisini ciddiye aldığı kadar, Nazilerin de Türkiye’nin bu uğurda gösterdiği çabaları ciddiye almasıdır. En azından Türkiye’nin Avrupalılık ısrarıve bu uğurda üretilen çalışmalar Nazi Almanyası’nda meyvesini vermişti. Fakat Alman Dışişlerinin ısrarı ile alına bu karar, Almanya’yı Türkiye’nin Ortadoğulu komşularıyla karşı karşıya getirmişti. Bunun üzerine Almanya ile karara tepki gösteren ülkeler arasında sıkı bir diplomatik trafik yaşanmış; Alman Dışişleri yetkilileri defalarca, sınırlayıcı hükümler içeren Nürnberg yasasındaki ırk tasnifleri ile hiçbir ülkenin veya ulusun hedef alınmadığının, hedefin sadece Yahudiler olduğunun altını çizmek zorunda kalmışlardı.
Ahmet Asker
Ahmet Asker
, Nazi Irk Tasnifinde Türkler ve Ortadoğu Halkları,makale, s. 97. Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi Journal Of Modern Turkish History Studies XII/25 (2012-Güz/Autumn), ss. 79-99.
Atatürk, tarihi tecrübenin ışığında ümmetçi yaklaşımı reddetmiştir. Türk ulusunu ve devletini, onun inşasını öne çıkarmış; Arapların ve İranlıların da gerçekleştirdikleri gibi, bir milli devlet projesini benimsemiştir. Onun bu yaklaşımı- nın temelinde de gücünü tarihten alan bir ulus (Türk ulusu) ve dili (Türkçe) vardır. Atatürk için İslam, elbette bir ümmetin (Hz. Peygambere inananların) dinidir; fakat, Türkiye Devleti'ni kuran Türk milletinin dini olarak, Türk örfü ve kültürünün hayat alanı bulduğu bir mekânda (Türkiye'de) yaşanmaktadır. Prof. Kemal Aytaç'a göre; Atatürk, Türk tarihinde İslamlıkla ilgisi olmayan ve batıl itikatlardan ibaret "ikinci bir din" anlayışın teşekkül etmiş olduğunu ifade etmiştir. Aynı şekilde Atatürk, dine değil, dinin siyasete, menfaate ve istibdada vasıta edilmesine karşıdır. O, aynı şekilde hakiki din adamlarına değil, dini bu gibi işlere alet edenlere karşıdır. Bu nedenledir ki, Atatürk devrimi, bir ihtida değil; Türk ulusunun millî bir devlet ve modern bir toplum olarak bu coğrafyada varolma iradesinin milli adıdır. Halifeliğin kaldırılma nedeni de bu milli varoluş iradesidir.
Sayfa 173Kitabı okudu
İSLAM COĞRAFYASINA DAİR OKUMA LİSTESİ
Genel: Coğrafyanın geneline dair okumalarla başlama adına, Ira Lapidus’un “İslâm Toplumları Tarihi”yle konuya giriş yapabiliriz. Prof. Dr. Âdem Apak’ın “Siyer-i Nebî”si, bilhassa İslâm’ın doğuş yıllarına dair çok sağlam bir kaynaktır. Prof. Dr. Namık Sinan Turan imzalı “Hilafet - Erken Dönemden Osmanlı’nın Son Yüzyılına”, panoramik bir bakış
Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar: Kitabın tam adı Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar-Birinci Bölüm: En Eski Zamanlardan Başlayarak Apar Sülâlesinin Düşmesi Tarihi Olan Milâdî 552'ye Kadar şeklindedir. Kitabın hazırlanma ve yayımlanma macerasını önsözün sonunda Atsız şöyle anlatır: "Bu kitabı 1933'te yazmağa başlamıştım. Malatya Orta
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.