Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şu hususu bir kere daha anladım ki, inanmak istemeyeni hiçbir kuvvet inandıramıyor. Fevkalâde hâdiseler buna kâfi gelmiyor. Gelmiş geçmiş peygamberlerin mu'cizeleri bile insanlardan birçoğunu inandıramamıştı. O zaman bana, Kur'ân-ı Kerîm'in muhtelif yerlerinde geçen "Hidâyetin, Allâh'ın bir lütfu olduğu” hakkındaki âyet-i kerîme ile bu hususa bir kat daha yakîn hâsıl oldu. Merzifonlu Muallim Cûdî Efendi'nin bunu ifâde eden çok güzel bir beyti vardır. Hidayet senden olmazsa, dirâyet neylesin yâ Rab! Arabça bilse de Bûcehl'e âyet neylesin yâ Rab? Bûcehl: Ebû Cehil
Sayfa 183Kitabı okudu
Bir zamanlar (1931-32 yılları) Devlet Arşivindeki eski evrâk Bulgarlara okka ile satılmıştı. Sultanahmed'den geçen bu evrâkı hâmil kamyonun çuvalları arasında düşen bir vesikayı oradan geçmekte olan büyük vatanperver, âlim ve fazîletkâr bir meslek adamı olan Muallim Cevdet Bey görünce, keyfiyeti derhal Maarif Vekâletine, Başvekâlete ve Meclis Riyâsetine ayrı ayrı telgraflarla bildirmiş ve bunun üzerine hâdise üzerinde durulmuş, o vakte kadar ne kadarı gittiği bilinmeyen evrâkın geri kalanı kurtulmuştu. İşte bu vak'ayı duyan Midhat Cemal Bey şu kıťayı yazmıştı ki, tarihî vesîka değerindedir: Bizden ila üçyüz sene evvel uyananlar Hâlâ uyuyanlardaki mâhiyyeti görsün. Efsanesi kaybolsa kıyâmet koparanlar Târihini okkayla satan milleti görsün.
Sayfa 195
Reklam
"Ya rabbi! Fayda vermeyen ilimden, dergah-ı izzetinde kabul olunmayacak amelden ve müstecab olunmayacak duadan sana sığınırım"
Sayfa 155Kitabı okudu
Doğruluk, hüsn-i muamelenin, iyi davranışın temelidir. İyi davranacağım, karşımdakini memnun edeceğim derken, insan riyaya, yaltaklanmaya, vakarını bozmaya kalkmamalıdır.
Sayfa 191Kitabı okudu
560 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
62 günde okudu
Osmanlı Döneminin sonuna, Milli Mücadele yıllarına, Cumhuriyetin kuruluşuna ve yakın tarihimizin en mühim olaylarına şahit olmuş tam bir İstanbul beyefendisi Mahir İz Hoca'nın son derece samimi ve alçakgönüllü tutumuyla hayatını anlattığı bir hatırat kitabı Yılların İzi. Ne diyeceğimi nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Bu kitabı halk kütüphanesinden
Yılların İzi
Yılların İziMahir İz · Kitabevi Yayınları · 2013111 okunma
Reklam
"Dersi bitmez bir debistân-ı hakayıktır cihan Onda en kâmil muallimler sebak-handır bütün." Muallim Naci (Bu dünya, dersi bitmeyen hakikatler mektebidir. Orada en yetişkin öğretmenler bile birer öğrenci gibidir.)
İz bırakan bir muallim Mahir İz {1895~1974}
Ömrünü kitaba ve eğitime adayan mütefekkir, şair ve yazar. 59 yılını öğretmenliğe adayan Mahir Hoca aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde zabit katipliği yaptı. Milli Mücadele yıllarında Mehmet Akif Ersoy'la Farsça ve Fransız edebiyatı üzerine çalıştı. Gençliğinde şiirlerini 'Maksud Kamuran' adıyla "Say" dergisinde yayımladı. Pek çok lisede edebiyat öğretmenliği ve müdürlük yaptı. 27 Mayıs darbesinden sonra, Kur'an-ı Kerim'in Latin harfleriyle basılması konusunda danışmanlık yapmak üzere Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından davet edilen İz, bunun yanlış olduğunu söyleyerek vazgeçilmesini sağladı. Yaşamını, tanığı olduğu olayları ve tanıdığı kişileri anlatan anılarını
Yılların İzi
Yılların İzi
adıyla yayımladı. Mahir Hoca'nın, yaşamı boyunca büyük bir aşk ve azim ile devam ettiği hizmet yolu, kendisine özgü bir ihlâs ve kemâl ile yönettiği sohbetleri idi. Tasavvuf, Peygamber Efendimiz, Din ve Cemiyet, Yılların İzi, Hocanın Seçtikleri ve Meal-Sadeleştirme eserleri vardır.
366 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
228 günde okudu
İnsanın Kuran Meali ve Siyer kitaplarını okuması bence üzerine borç, zira islamı bu şekilde anlayacak ve idrakine varacağız. Bundan önce çok okumasam da birkaç siyer kitabı okumuştum. Bu kitap dil olarak çok basit bir kitap olmamakla birlikte, kitap severlerin rahatlıkla okuyabileceği bir kitap. İçerisinde çok fazla isim var, hepsini hatırlamak biraz zor. Birkaç defa daha okuruz biz de. Ama ara vermiş olmama rağmen ben çok severek okudum. Allah O'na(S.A.V) layık ümmet olmayı nasip etsin.
Peygamber Efendimiz
Peygamber EfendimizAhmed Cevdet Paşa · Erkam Yayınları · 2017857 okunma
Ahmed Midhat Efendi, damadı Muallim Nâci vefat edince Ahmet Rasim'e demiştir ki: "Oğlum Râsim! Biliyor musun ne kaybettik? Hazîne desem, hazîne yanında tamtakır kalır."
Sayfa 246
Reklam
"İstanbul sade ne Boğaz'ıyla, ne Çamlıca'sıyla, ne Marmara'sıyla güzeldir. İstanbul, insanlığın Peygamberi Muhammed Mustafa'nın sallallahu aleyhi ve sellem lisân-ı pâkiyle, feth olunacağının müjdelenmiş olması ile güzelleşmiş bir beldedir..." (Muallim Mahir İz Efendi.)
Sayfa 149Kitabı okudu
Çıkmadı bir nîm-ten kadd-i bülend-i himmete, Atlas-ı gerdûnu birkaç kerre tahmin ettiler... Hoca şöyle diyordu (Muallim Mahir İz Bey): "Kainat kumaşını birkaç kere tahmin ettiler, ölçtüler, biçtiler... "Kadd-i bülend-i himmete, yani himmetin, hizmetin, gayretin sülün gibi boyuna posuna onun timsali olan Yavuz Sultan Selim'e, bir elbise yapmak için, kâinat kumaşını terziler ölçtüler biçtiler; bir kaftan elbise çıkarmak şöyle dursun; o boya posa bir nîm-ten, yani bir mintan, bir gömlek bile çıkmadı..."
Sayfa 152Kitabı okudu
Herkes kendi evinin önünü süpürür, temizlerse, bütün şehir temizlenir.
Sayfa 212Kitabı okudu
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.