YAMALI YÜREKLER
Yamalı Yürekler kitabının yorumuyla sizlerleyim. Kitabı okurken, konunun işleyişinden ve anlatımından dolayı epey bir zorlandım. Filmler karşılaşabileceğimiz türden bir konusu vardı. Aşk, zengin olma arzusu, kibir, gaddarlık ve merhamet gibi duygular iç içeydi.
Yamalı Yürekler kitabından bahsedecek olursam; Eğri Köprü
Bir milletin kendi milli menfaatleriyle birlikte kültürlerini koruma isteği çok doğaldır. Bilinmeli ki buna karşı gelenler ya soysuz olanlardır ya da milli ve şerefli bir dava kazanamamış olanlardır. İnsan bilinci kadar gelişmemiş bilince sahip olan doğada ki hayvanlar bile yaşamak ve nesillerini devam ettirmek için mücadele verir. Ancak görüyoruz ki hayvanlardan daha üstün tutulan bazı kimseler, çeşitli masallar ile maddi ve mide meselesini konu alan yabancı fikirlere sığınarak tam tersini savunuyor. Tekrar ediyorum bir milletin, kendi milletini sevmesi, yüceltme arzusu ve kendi öz kültürünü koruma çabası bir zümreyi neden rahatsız eder?
o millete mensup değilse pek tabi rahatsız eder…
Veya mensup olup milli şuur eksikliği yaşayanları..
İç isyanlar, milleti, devleti, kültürü yok edip sömürmek niyetinde olan yabancı unsurların çıkarlarınadır. İç savaşları ve kargaşa ortamını oluşturmalarında ki amaç; o topraklarda yaşayan insanları yok etmek değildir!
O ülkede yaşayan aydınları kendi ülkelerini düşman hale getirmektir.
Orta Doğu bunun bir örneğidir.
Bir ekmeği kimse bir bütün halinde mideye indiremez. Önce bölmek gerekir.
Türk milletinden, milli duyguları alıp götürmekte milletimizi mideye indirmenin en kolay yoludur. Bunun içindir ki, çeşitli farklı fikir grupları yıllardır Milliyetçiliği yıkmaya çalıştılar, Milliyetçileri takım takım hapislere aldılar ama Milliyetçilik yıkılmadı, yıkılan kendileri oldu. Ve böyle devam etmesi için o ülkünün sancağını taşımaya devam edeceğiz..
Hikâyemiz Sivas’ın Yamalı köyünde geçmektedir. Bu köyün namı yamalıdır, insanlar fakirlikten elbiselerini yama üzerine yama yapıp giyerlermiş. Eğri köprü yakınlarında küçük bir gölet kıyısına kurulmuş şirin bir köydür.
”Gözyaşı ne kadar kederli akarsa o kadar iz bırakırdı düştüğü yere.”
Ferman Bey fakir köylülerin başına beladır. Biricik oğlu