Müşriklerin, Peygamber Efendimizin bu parlak mucizesini inkar etmeleri üzerine Cenab-ı Hak, inzal buyurduğu şu ayet-i kerimelerle hadisenin vuku bulduğunu bildirip, onlarınsa imansızlıkta, yalanda diretip durduklarını beyan etti.
''Kıyamet yaklaştı. Kamer (Ay) ikiye bölündü. Hâlâ bir mucize görseler, yüz çevirip şöyle derler:
Bu devam edegelen bir sihirdir!
Kıyameti ve mucizeyi inkar ettiler, hevâlarina uydular. Hâlbuki, (Allah'ın vadettiği) her iş için bir hakikat vardır.'' (Kamer, 1-3.)
" Yan yanaydık ve şehir böyle bir mucize görmemişti."
- Cemal Süreya-
Avşin değerin, sevginin ne demek olduğunu hissetmek isteyen 23 yaşında genç bir kız...
Dört tane ablaya sahip, babasının erkek olmasını istediği ama kız doğduğu gibi kekemeliği sebebiyle engelli muamelesi yapan dar görüşlü bir babaya sahip. Annesi ise babanın gölgesinde kalmış bir kadın.
Akın Avşin ile evlenmek isteyen mahallenin bir genci. Avşin ise babası gibi bir adamla karşı karşıya kalıp annesi gibi olmak istemez fakat Akının çizdiği imaja karşı duyarsız kalamaz evlenmeyi kabul eder.
Baran ise babasını öldürmek zorunda kalarak hapse giren mahallenin Genç minibüs şoförüdür.
Aşk Avşinin korkularının aksine adeta bir mucize olacaktır.
Baran ve Akın aynı mahallede, aynı zamanda iki arkadaşlardır.
Mahalleden mafyaya, mafyadan istihbarata pek çok konu genişliğini içinde barındırıyor. Kendi hikayesinin başlamasında duvarlarını yıkarken yanında amcasının kızı aynı eve doğan Firuzesi de vardır.
Avşinin küçücük dünyasında kendi ayaklarının üzerinde kalma arzusu içindeyken nelerle karşı karşıya kalacağını, başarma inancını,aşkını, kısacası Avşinin adına yaraşır kader savaşını okuyabilirsiniz.
#mucizemsensin #aşk #kitap #kitapkurdu #kitapönerisi
#kitaptavsiyesi #kitapaşkı #melekkaş #keşfet
"Doğamızın herhangi bir yetisinin diğerlerinden daha üstün olduğunu söyleyebilirsek bence bu, bellektir. Belleğimi- zin gücünde, zayıflıklarında, ayarsızlıklarında, zekâ yetilerimizin hepsinden daha anlaşılmaz bir yan var. Bellek denen şey bazen öyle tutucu, öyle işe yarar, öylesine uysaldır. Bazen de o derece şaşkın ve zayıf! Başka zamanlarda da öylesine dik başlı ve yola gelmez! Gerçi biz insanlar her bakımdan bir mucize sayılırız ama anımsamak ve unutmak yeteneğimiz özellikle anlaşılmaz bir sır!"
Suyun kırmızı renkte olması, kan olmasını gerektirmiyordu; öyle bile olsa bunun şeytanın işi olması için bir neden yoktu. Bunun bir mucize olduğunu düşünmek daha yerinde olurdu, bu güç de yalnızca Tanrı’ya aittir dedi.
Şu dünya, dedim kendi kendime, öyle şaşırtıcı bir mucize ki, ağlasın mı, gülsün mü, bilemiyor insan. Belki ikisi de gerekliydi, ama bunları aynı anda yapmak kolay değildi.
Kaç gece daha yalvarılır bir mucize için?
Kaç gece daha bir şans ister insan göklerden?
Kaç gece daha sorgulanır hayat?
Kaçıncı gece bu uyumadığım?
Dikmişim gözlerimi , sert sert bakıyorum
Sorma nedenini,ben ne şanslı doğanım
Ne şanslı ölen .
El içlerimdeki nasırlardan tanı bahtımı
Bana sorma mutsuzluğumun nedenini
Ben ne pesimistim ne sevda
"Oğlum mezarlıklar neden şehrin bu kadar içinde?"
"Çünkü Allah korusun, vefatınız durumunda ailenize 10 yıl boyunca yılda 20 bin lira ödeme yapılacak. Ve artık hiçbir şeyin mevsimi değil. Bir yandan da artık her şeyin mevsimi. Yani mucize beklemeyin. Sonuçta saf ipek dediğin, böcek salyası."