Kuru duadan başka dayanacak şeyim yok mu kalbinizde? Bana acıyıp bir şeyler yapmak gelmiyor mu içinizden? Yardıma koşmak da mı yok? Sizin sevgi dediğiniz oturup bekler mi sadece?.. Bir şeyler yapmaz mı?
Bakıyorum da, insanları kazanmak için en iyi çare onların sevdiklerini sever görünmek, doğru dediklerine doğru demek, kusurlarını övmek, her yaptıklarını alkışlamak. Yaranacak mısın, aşırı gitmekten hiç korkma. Yalan söylediğin istediğin kadar belli olsun, suratından aksın, en zeki insanlar bile kanıveriyorlar dalkavukluğa. Pohpohu bastınız mı, en gülünç, en yüzsüzce söylenmiş sözleri bile yutuyorlar… İnsanlara muhtaç oldunuz mu, uymak zorundasınız onlara…
…
Ahlâkî heyecanların ve siyasi depremlerin hüküm sürdüğü “ilginç” çağlarda hayatın iyi ve güzel taraflarının gürültüye gideceğini, eriyip unufak olacağını bilirlermiş.
“Artık hayal kurmuyorum. Ama istiyorum. Sıcak bir hayalin kucağına gömülmek istiyorum. Dışarısı soğuk ve ben kendimi bomboş hissediyorum. Artık hiçbir şey kalmadı.”