Hz. Muhammed'in (SAV) peygamberliği, Hristiyanların ileri sürdükleri "dünyadan kopuk yaşama" düşüncesini kökünden kurutmuştu. Bunun için Hz. Peygamber (SAV) ara sıra değerli elbiseler giyer, zengin yemekler yerdi. Fakat kendisi esas itibariyle dünya süslerine hevesli biri değildi. Bir hadiste şöyle buyurulur: "İnsanoğlunun bu dünyada muhtaç olduğu şeyler şunlardır: oturacağı bir ev, giyeceği bir elbise, kendini besleyecek yemek ve su." Hz. Âişe, Hz. Peygamber'in ikinci bir elbisesinin bulunmadığını söyler.
Allah'ın şeriatı insaları kendi kendine bir sistem kurmaktan alıkoymakla insanlığın şerefini ve düşüncesini yapıcılığını olgunluğunu ve yükselmesini hiçbir zaman engellememiştır.
Kadın başıboş olarak sokağa dökülünce toplumda bir hayli değişti. Will Durant'ın dediği gibi her tarafı kaplayan öyle bir bedbahlık, yıkıcılık ve perişanlık meydana geldi ki artık ne ev ne ne yuva ne aile ne de huzur kaldı.
"Nasıl istersen öyle yaşa, fakat bil ki, bir gün mutlaka öleceksin. Kimi seversen sev ama unutma ki, bir gün ondan ayrılacaksın. Dilediğin gibi davran, lâkin şu da her zaman hatırında olsun ki, her yaptığının karşılığını mutlaka göreceksin."
-Hz Muhammed (sav)