Mısır çok uzun süre ayakta kalmış muhteşem bir menediyet olup, bir o kadar da yıldırım çeken ağaç gibi başından bela eksik olmayan bir medeniyettir. Bu imparatorluk güvenli olmayan bir medeniyetti. Mısır medeniyeti gerek saray entrikaları, gerek savaşlar, gerekse istilacılara karşı verilen mücadelelerde yıkılmanın eşiğine geldi. Günümüzden geriye
Kitapla ilgili incelememe ipucu vermeden, yalnızca Fransa'nın bu muhteşem kurgu dehası yazarı Alexandre Dumas'ın dünya edebiyatının altın raflarına, böylesi ölümsüz bir başyapıt yarattığı için övgülere layık sanatı hakkında bende bıraktığı derin izlenimler ve yaşadığım yoğun duygulardan söz etmek istiyorum.
İkinci cildinin son
Defalarca kez adını duyduğum birkaç kere de elime geçen ama okumadığım kitaptı. Geçenlerde aldım ve bugün bitirdim. Birkaç günde bitti. Akıcı ve anlaşılması kolaydı. Ortadoğuda kadın olmayı güzel bir şekilde işlemiş yazar. Meryem ve Leyla unutmayacağım karakterlerdi beni çok derinden etkileyen ayrıntılarla dolu bir kitaptı. Ama belkide çok büyük beklentilerim olduğu için en iyilere koyamayacağım bir kitap. Yazarın okudum ilk kitabıydı. Diğer kitaplarınada şans vereceğim.
Spoiler kısmı
İlk olarak Meryem'in sonu benim çok canımı sıktı beraber ciktiklari yolda Meryem ve Leyla'nın sonu bu kadar ayrı olmamalıydı. Bu naçizane fikrim.
Diğer mesele Raşid veya Raşit tam nasıl yazılıyordu hatırlamıyorum çünkü onun bölümlerinde sinir krizi geçirerek okudum. İnanılmaz irite eden ve lanetler okuduğum bir karakterdi. Güzel işlenmişti.
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020100,9bin okunma
Nefret ediyordum doğadan! Her şeyin her şeyi yemesinden! Bütün döngünün, her şeyin her şeyi yiyerek sürüp gitmesinden nefret ediyordum. Başka türlü olamaz mıydı? Başka bir seçenek yok muydu? Bu muydu, o muhteşem ve mükemmel doğa, dedikleri? Bu doğayı yaratan her neyse ya da kimse, nasıl bir sadistti ki "Öyle bir düzen kuracağım ki sırf yaşamak için herkes birbirini gebertecek!" diyebilmişti. Birbirini yiyen o hayvanlar, her şeyi yiyen o insanlar, bütün cesetleri yiyen o böcekler, o böcekleri yiyen başka böcekler..."Hepsinin de amına koyayım!" diye bağırıyordum. "Bu doğayı hayal edenin de, bütün bu et yiyip kan içme sahnelerine mucize diyip, hepsi için şükredenlerin de ta amına koyayım!" O kadar sinirlenmiştim ki yanımda kağıt kalem olsa derhal bir dilekçe yazardım. Madem, bütün o dinler yazıya dökülüp kitap olmuştu, demek ki kullanılması gereken iletişim tekniği buydu. Ben de bir şikayet mektubu yazıp atacaktım havaya, ya da Allah ya da Tanrı ya da şu ya da bu, her neredeyse oraya! Madem Kuran, "Oku!" diye başlıyordu, ben de mektubun başına "Sen de bunu oku!" diye yazacaktım!
Kitap aşırı iyi. Inanin bana zaman kaybı değil. Her sayfasısında yeni bir heyecan, yeni bir kaos. Ters köşelermi dersiniz yoksa duygusallıkmı? Kitapta her şeyden azar azar var. Ve bu muhteşem bir şey. Okumaya yeni başlayanlar için çok uygun bir kitab. Ben okudum sizde okuyun.
Ölüler KonuşamazDilara Keskin · Ephesus Yayınları · 20226,2bin okunma
Hayat, kitaplar gibi bir maceradır. Sayfalar arasında kaybolmak, yeni dünyalar keşfetmek ve farklı insanların hikayelerine tanıklık etmek kadar muhteşem bir şey yoktur. Her kitap, bir kapı açar ve sizi yeni bir yolculuğa çıkarır. Hayatınızı sevgi dolu, kitaplarla dolu bir şekilde yaşayın. 📚💖
Yavuz Bahadiroğlu mu? Yine mükemmel bir kalem. Emeğine sağlık. Kitaba gelirsek çirkin ve birçok iftira ile çekilmiş film ve dizilerden sonra benim için tarih ustası Yavuz Bahadiroğlu'dan okuduğum gerçekler. Hayatını bu kadar cenklere, seferlere adamış bir adam daha ne kadar aşağılara cekilebilir ki ve bunu yapanlar kendi torunları. Osmanlı padişahı olduktan sonra bütün gücünü sınır genişletmek için uğraşmış padişah, komutan.... Allah onlardan razı olsun
Öncelikle okuduğum ilk Grange kitabıydı o yüzden bu kadar heyecan normal mi bilmiyorum ama kesinlikle en iyi polisiye-gerilim kitaplarım içinde ilk üçe girer. Başlarda içine girmekte çok zorlandım çünkü bana ilk 150 sayfada falan verilen bilgilerin ne işime yarayacağını anlamamıştım. Bu durum elimden bırakmama sebep olan kitaplardan değildi kesinlikle, merakla devam ettim. Kitabın yarısından sonra inanılmaz bir gerilim ve heyecan beni tamamen içine aldı ve dün sabah dörde kadar okudum en sonunda pes edip son yüz sayfa kala bıraktım. İyi ki o son sayfaları yeni bir güne saklamışım. Tüm olayın seyri öyle bir noktaya evrildi ki nefesimi tutarak, karakterlerle birlikte korkarak, gözlerimi satırlardan bir saniye bile ayırmadan okudum her sayfayı. Kafamda kurduğum kötü bir son vardı çünkü mantıklı olan buydu ya da bunun biraz daha iyileştirilmiş versiyonu evet tam da öyle oldu diyecekken hala beni bekleyen sayfaları görünce pusuya düştüğümü anladım. Belki ben yazarın kalemiyle yeni tanıştığım için belki de normal bir olay örgüsü beklediğim için bilemiyorum sonunu asla tahmin edemedim. Beni resmen tokatladı, öyle bir şok yaşadım neler olacağını anladığımda. Muhteşem bir kitaptı. Bir katilin ruhuna bu kadar yaklaştıracak başka bir şey okuduğumu sanmıyorum. Verilen her detay tüyler ürpertici ama hayranlık vericiydi. Yazarın okuduğum ilk kitabı evet ama asla son olmayacak.
Siyah KanJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 201512,2bin okunma