Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bilim kendini öğrenme zahmetine katlanan herkese güç verir; ancak tarihte birçok insanın bu gücü elde etmesi sistematik bir şekilde engellenmiştir.
Görünen o ki, az sayıda basit gerçeği kullanarak yaşamın karmaşıklığını ve çeşitliliğini anlamamız mümkün. Nispeten basit olan bir avuç yasanın yalnızca Dünya’da değil, Evren’in tümünde meydana gelen çok çeşitli doğa olaylarını açıklamakla kalmayıp, bu olaylar hakkında çeşitli tahminler yürütülmesine de olanak tanıdığını yüzyıllardır biliyoruz. Her yanında farklı kanunların geçerli olduğu bir Evren’de yaşayabilirdik ama yaşamıyoruz. Bu gerçeğin içimizde saygı ve hayranlıktan başka bir duygu uyandırmaması gerekir.
Sayfa 420 - Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bilginin sansürlenmesi ve insanlara ne düşünmeleri gerektiğinin söylenmesi; düşünce polisliğine, otoriter yönetim biçimlerine, aptalca ve mantık dışı kararlar verilmesine ve uzun vadede çöküşe giden yolu aralar.
Sayfa 403 - Say YayınlarıKitabı okudu
Açgözlülük, sanayi devrimi, serbest girişimcilik sistemi ve varlıklı kesimin devlet adamlarını satın alarak yaptıkları yolsuzluk on dokuzuncu yüzyıl kapitalizminin yarattığı olumsuzlukları açıklamak için yeterlidir. Etnik merkezcilik, yabancı düşmanlığı, toplumsal hiyerarşiler, Almanya’da uzun bir tarihi olan Musevi düşmanlığı, Versay Antlaşması, Alman çocuk yetiştirme uygulamaları, enflasyon ve Büyük Buhran, Hitler’in nasıl başa geçtiğini açıklamak için yeterlidir.
Sayfa 402 - Say YayınlarıKitabı okudu
Yıldırımın ışığı aydınlatmaz, gözü kamaştırır, kör eder. Yıldırım çok hızlıdır, çok sürmez. Bir mum ışığının büyüsü yoktur onda. Georges de La Tour'un tablolarını getirin aklınıza. "Bir kitap okurken, müzik dinlerken ya da sinemaya gittiğimde, eseri zamanla keşfederim. Resimse ayrı hikâye. Saatler geçse bile tablo kendinden hiçbir şey kaybetmez. Ne başı, ne ortası ne de sonu vardır. Resmi severim çünkü, müdahale edilemez hareketsizliğinde, başka türlü ifade edilemeyecek bir şekilde zamanın dışında var olur sanki. Bir tablo tıpkı saatin tik taklarının sihirle durması gibi gözlerimin dinleneceği bir yer, sonsuz bir an illüzyonu yaratır." Siri Hustvedt.
Yüreklerimizi kurbanların utancına ve sefilliğine karşı taşlaştırsak bile, cehalet için her birimizin ödediği fatura çok yüksek: Tıbbi giderler ve hastanelerdeki hasta sayısı; suç oranı ve hapishaneler; özel eğitim; düşük verim ve içine düştüğümüz ikilemleri çözebilecek kapasitede olduğu halde yitirilmiş beyinler faturanın kalemlerinden bazıları.
Reklam
Hidrojen atomları dışında, bizi oluşturan tüm atomları - kanımızdaki demir, kemiklerimizdeki kalsiyum, beyinlerimizdeki karbon milyarlarca yıl önce, binlerce ışık yılı uzakta olan kırmızı dev yıldızların içinde oluşmuştur. Her zaman severek ifade ettiğim gibi, hepimiz aslında bir yıldız tozuyuz.
Thomas Jefferson ve George Washington köle sahipleriydi; Albert Einstein ve Mohandas Gandhi iyi birer eş ve baba değildi. Bu listeyi sonsuza dek uzatmak mümkündür. Kimse kusursuz değildir ve herkes yaşadığı dönemin şartlarından etkilenir. İnsanları geleceğin bilinmeyen standartlarına göre yargılamamız adil olabilir mi? Çağımızın bazı alışkanlıklarının gelecek nesiller tarafından barbarlık olarak nitelendirilmesi kaçınılmazdır.
Sayfa 400 - Say YayınlarıKitabı okudu
Bazen hata yaptığımızı itiraf etmektense bize daha kolay geldiği için güçlü kanıtları reddetmeyi tercih etmemiz, göz ardı etmememiz gereken bir özelliğimizdir.
Sayfa 374 - Say YayınlarıKitabı okudu
Tarihten öğrendiğimiz en üzücü derslerden biri, yeterince uzun bir süre boyunca aldatıldığımızda, aldatıldığımıza işaret eden tüm kanıtları reddetme eğilimine girmemizdir. Bir süre sonra gerçekleri öğrenmek ilgimizi çekmemeye başlar. Düştüğümüz yanılgı, zihnimizi tamamen ele geçirmiştir. Kandırıldığımızı kendimize bile itiraf etmemiz acı vericidir. İpleri bir kez şarlatanların eline verdiğinizde, neredeyse hiçbir zaman geri alamazsınız.
Sayfa 372 - Say YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.