Çok mutluydu kadın.
Dünyanın nasıl bir yer olduğu konusunda hiçbir fikri yoktu. Sadece iyi düşünen, güzel bakan çocuksu bir yanı vardı. Yirmi yaşına kadar her şeyden bihaber olarak yaşadı. İçinde hep saf duygular besliyor, dışarda çocukların oyunlarına katılıyor ve hep şarkı söyleyerek danslar ediyordu. Sonra..
Sonra aşık oldu. Saftı. Bihaberdi
bu hacı murat'ın evinin de
salınımı hiç durmaz
rüzgarda
ha düştü ha düşecek ön bahçeye ev merdivenden inerken
kış gelince
basamak aralarında
buzlu öksürükler
kırık camlar
pervazlar çürümüş
duvarlar
kirden yosun bağlamış
bitek
sarnıç·
bizans'tan kalma
Bilinmez değil mi, kimin kalbinde iman?
Bir elimizde kadeh bir elimizde Kur’an
Bir işimiz helaldir, diğer işimiz haram
Çarkı çengeli kırık şu üç günlük dünyada
Bizler ne tam kafiriz ne de tam bir Müslüman.
Lâ tahzen! (Üzülme!)
İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme!
Rahman: (c.c), “Ben kırık kalplerdeyim” buyurmadı mı?
O halde ne diye üzülürsün ey can?
Gündüz gibi ışıyıp durmak istiyorsan;
Gece gibi kapkaranlık nefsini yak !..
Son sürat, sessiz bir ambulansta
Anlatmayı deniyorsun doktor’a:
“Benim kalbim kırık yalnızca!”
Savaş için asker olman gerekmez
Lakin iyi olur içinde bir katil olsa
Ölmek için şair olman şart değil
Istırap fiskeleri
senin işini bitirir elbet
Yarınları unut gitsin
Ve şarkıya devam et
[FIREWATER, Electric City]