Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Oradaki vahşi hayatı değiştirip, hepimiz için güzel ortak bir hayat meydana getirmek, birliğini, bütünlüğünü korumuş, gelişmiş, müreffeh, zengin ve güçlü bir vatan yaratmak istiyorduk. Ama şimdi anlıyorum ki başaramadık. Çok kan aktı, oğlum çok insan toprağa düştü, çok ırmak, çok dere kızıl renge boyandı... Bugün olduğu gibi. Bilmiyorum neden ama onlar değişmedi, direndiler değişime, biz de değişmedik. Kan durmadı, ateşler sönmedi. Şehirler değişti, giyim kuşam, tanklar toplar, otomobiller uçaklar, telefonlar değişti ama insanlar değişmedi; kin nefret, öç alma duygusu hep kendisi gibi kaldı.
Bu vatan, uğruna toprağın altında binlerce kefensiz yatanın emâneti, bir tarih boyunca onun uğruna kendini tarihe verenlerin yemini, korkuyu korkutanların, ölümü öldürenlerin destanı. Her şey bir Ay ve Yıldız'ın gölgesi altında onurumuzla hür ve müreffeh yaşamak için. Dökülen her damla kan bu cennet vatanın tek bir karış toprağının incinmemesi için. Bizim görevimiz devletin nâmusu olan sırrına sâhip çıkmaktır. Bizim görevimiz, en karamsar gecelerin karanlığını aydınlığa çevirmektir. Bizim görevimiz, bu devletin istiklâli için kendi ikbâlimizden vazgeçmektir. Bizim görevimiz devlet ebed müddet yaşasın diye gerekirse ölmektir. Bu vatana göz diken kim olursa olsun nefesini kesmek, bize bulaşanlardan hesap sormak için kimileri canından cân olan evlatlarını bırakır ardından Kimileri ise yolunu gözleyen sevdiklerini... Kimi atasının öğüdüne kulak verir bu kutsal görevde, kimi gözü yaşlı anasının duâsına sığınır. Geride tek bir söz kalır: VATÂN SAĞ OLSUN! Biz bayrağımız özgürce dalgalansın, vatanımız bölünmesin, devletimiz var olsun diye varız. Biz vatanı için ölmeden evvel ölenleriz.
Reklam
Mavi Vatan
Ayrıca, Cumhuriyet Donanması; Atatürk'ün " Türk'ün milli ülküsü" olarak belirlediği denizci olma idealine hızla ilerleyecek rotada, halkın denizcileşmesine ve denizcilik gücümüzün her alanda gelişmesine katkı sağlamaya devam etmelidir. Gelecek Türkiye'nin refah ve güvenliğinin anahtar kelimesi şüphesiz, denizcileşmektir. Denizcileşmeyi
Sayfa 186 - Pankuş YayınlarıKitabı okudu
Sabırla okuyabilenler için ibretlik bir araştırma: Ruanda
Ruanda'da 1994 yılında yaşanan ve 1 milyon insanın yaşamına mal olan soykırımın ana nedeni, kara kıtanın genelinin aksine ülkede yer altında kıymetli bir maden bulunmaması. Topraklarının altında bulunan petrol, altın, elmas gibi doğal zenginliklerden ya da toryum ve uranyum gibi nükleer madenlerden ötürü iç savaşlarla çalkalanan onlarca ülke
Kelâmı Korumak, Yola Çıkmak ve Yolda Kalmak Üzerine
Kelimeler gelişigüzel imal edilmiş şeyler değildirler. İçerilerinde hakikatler, yakalanırsa mükemmel ağlar ve doğruya ulaştıran bağlar vardır. Zaman içinde zaman zaman zamanı da aşarak aşkınlaşmış hale gelirler ve dâima ötelerden bir haberi muştulamaya meyyaldirler. "Önce kelam vardı" sırrı bu hakikati haykırır bize. Konuşmak bir
AMERİKALILAR AYA GİDERKEN Buna Yirminci Yüzyılın en büyük macerası diyorlar. Aya gitmek aslında bilim ve tekniğin göz kamaştırıcı bir zaferi olmakla beraber, bu zaferin insanlığa neler getireceği bilinmediği için macera demekte de yanlış olmasa gerektir. Aya yerleşme üstünlüğü sayesinde dünyaya hâkim olma isteğinin doğması, bu istek sonunda
Reklam
  Veda Birçok Türkçünün maddi, manevi yardımıyla çıkmakta olan Orkun, onu idare edenlerin yorgunluğu yüzünden kapanıyor. Bu kararı verenlerin ızdırabı büyüktür. Uzun konuşma, tartışma ve danışmalardan sonra, yapılacak başka bir şey olmadığı için bu neticeye varılmıştır. Yurdun her tarafındaki genç Türkçülerin, bu sonuç karşısında duyacakları
Kime göre neye göre vahşi hayat?
"Okuyorum, duyuyorum. Hayır, hiçbir şey değişmiyor. Kim insanların, devirlerin değiştiğini söylüyorsa yalan söylüyor. Her şey olduğu gibi. Bizim zamanımızda da böyleydi. Kan akıyordu insanlar ölüyordu, köyler yanıyordu, çığlıklar göğe yükseliyordu. İnsanlar kin ve nefretin içinde boğuluyordu. Aynen bugün olduğu gibi. Başaramadık oğlum... Bilmiyorum, orada geçirdiğim yılları bütün ayrıntılarıyla anlattım mı sana? Ben de orada bir zabittim. Oraları değiştirmek, onlara medeniyet, bilgi, görgü ve insanlık götürmek istiyorduk. Oradaki vahşi hayatı değiştirip, hepimiz için güzel ortak bir hayat meydana getirmek, birliğini, bütünlüğünü korumuş, gelişmiş, müreffeh, zengin ve güçlü bir vatan yaratmak istiyorduk. Ama şimdi anlıyorum ki başaramadık. Çok kan aktı, oğlum çok insan toprağa düştü, çok ırmak, çok dere kızıl renge boyandı... Bugün olduğu gibi. Bilmiyorum neden ama onlar değişmedi, direndiler değişime, biz de değişmedik. Kan durmadı, ateşler sönmedi. Şehirler değişti, giyim kuşam, tanklar toplar, otomobiller uçaklar, telefonlar değişti, ama insanlar değişmedi; kin nefret, öc alma duygusu hep kendisi gibi kaldı."
Sayfa 310Kitabı okudu
40 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.