Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Günün makalesi
Ahlakın Güzelleşmesinde Yeni Tarz: İmam Nursi Modeli I. PSİKOLOJİNİN BUGÜNÜ İnsan ruhunun derinliklerini ve zenginliğini tanıma çabası insanın yaradılışından beri vardır ve var olmaya devam edecektir. Psikiyatri ve psikoloji insanı ele alan diğer bilim dallarından farklı olarak ruh ve beden ilişkisinin getirdiği çelişkiye çözüm aramak
170 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Müreffeh bir vatan için...
Öncelikle önyargılarımız kurtulup Türk'çülüğün faşist, siyasi bir kavram olmadığını görmek için çok ideal bir kitap. Mureffeh bir vatan isteyen herkesin ideolojisine uygundur. Türkçülük faşist bir kavram olsaydı bu ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk hepimizden daha faşist bir lider olurdu. Bunu göz önüne alarak Türkçülüğü yorumlayın lütfen. Gelelim kitabımıza. Kitap 2 bölümden oluşuyor, tarihten bugüne kadar Türk ırkının dünyadaki diğer ırkların kültür ve medeniyetinin nasıl bir şekilde geliştiğini, batı kültür ve medeniyetine karşı neden geride kaldığımızı ve dilimizin inceliklerini, detaylarını, olması gerekenleri çok güzel bir şekilde tasnif etmiş ve incelemiştir. Kitabı okurken bu ülkenin kuruluşundaki felsefeyi de göreceksiniz.  Bazı yerlerde yanlış olduğunu düşündüğüm bölümler var ama genelde anlamda çok güzel bilgilere sahip olabileceğiniz ve bence herkesin okuması gereken bir kitap.
Türkçülüğün Esasları
Türkçülüğün EsaslarıZiya Gökalp · Mavi Çatı Yayınları · 20186bin okunma
Reklam
"Her şeyden önce, anadilimize saygı göstermeli ve onu korumalıyız; dilimiz yaşadığı sürece biz de bir halk olduğumuzu hissedeceğiz. atalarımızın dili yok olursa halk da tükenir ve yok olur." "Ulusun doğuşu ve şekillenmesi için olmazsa olmaz koşulan halkın tarihi ve kültürel değerlerini benimsemesi ve bunlara sahip
Bi okuyun derim
gezegende insan yaşamı başladığından beri topluluklar vardır. topluluklar büyüyüp kabilelere, beyliklere, krallıklara dönüşmüştür. insanlık tarihinin neredeyse her evresinde gezegene hakim, egemen, güçlü bir ya da birden fazla insan topluluğu bir arada yaşamıştır. ya birbirleri ile savaşıp diğerini yok etmiş, ya da diğer topluluklar ile ittifak
Ülkü ve kültür birliğinin amaçları . 1-İleri ve medeni Türkiye ülküsünü milletin şuurunda pekleştirmek ve milletçe bu hedefe yönelmeyi sağlamak üzere davaya inanmış ve bu uğurda bütün varlığı ile çalışmaya azimli aydınlan vatan sathında se-ferber etmek 2-Milletin içinde bulunduğu ve bunaldığı ikilik, gerilik, tembellik ve karanlıktan kurtulması
ULUS’UN “T.I.”CIGINE CEVAP [Bu zat Ulus gazetesinde “Yankılar” ba lığı altında “T.İ.” imzası ile yazılar yazar ve Ankara Radyosu’nda siyasî yorum yapardı. Sözünü de “Şen ve esen kalınız” cümlesiyle bitirirdi. Bu zat Nurettin Artam'dı] Ankara Radyosu’nun “Şen ve esen” kulu şunu bilsin ki: Biliyorsunuz!.. Biz açık kalpli, açık sözlü
Reklam
...Ziyadece kan ağlayan yüreğim, şuurumun beni çıldırtacak kadar keskin şekilde kontrolü ve başımı şiddetle sıkıştıran devamlı ağrılara rağmen beni hâlâ ayakta tutan bir mucize var. Bir tek o mucize. Bir ümit ışığı! Zaman zaman parlayan bir ümit ışığı, bir tek o ümit ışığı beni hayata bağlıyor. Bu ümit ışığı bir nur gibi doğup, beşerî ıstıraplar, yokluklar, hasretler ve kahırlar arasında içimi ısıtıyor Valideciğim. Bu nur, kurtuluşun, hürriyet ve istiklâlin ümidine dair bir ışıktır ve burada vatan için ölmeye hazır bütün Türkler'in güneşten daha fazla hissettiği bir aydınlıktır. Eğer Zafer-i Nihayî ümidimiz olmasa, topu ve tüfeği, aleti ve edevatı, ilacı ve yemeği bizden çok üstün olan birleşik bir dünya ordusuna karşı bir saat dayanamaz ve yenilirdik. Bu meşakkatli şartlarda böyle bir ümidi nasıl koruduğumuza gelince, bu da haksızlığa, yoksulluğa, despotizme ve işgalciliğe karşı insan denen canlının sahip olduğu bir mucizedir Valideciğim. Bana bu fevkalâde kötü şartlarda mücadele azmi veren, haksızlığa karşı ruhumun direnişidir. Haklı oluşumuzun ümididir. Hür ve müreffeh bir Türk Memleketi ideali, bir aşk gibi ruhumu tazelemektedir. Bu kelâmım (sözlerim) hissetmeyene lâtife gelebilir. Ancak içinde bulunduğumuz şartlarda lâtife yapacak halim yoktur. Burada her şey fazlasıyla hakikidir.
Kime göre neye göre vahşi hayat?
"Okuyorum, duyuyorum. Hayır, hiçbir şey değişmiyor. Kim insanların, devirlerin değiştiğini söylüyorsa yalan söylüyor. Her şey olduğu gibi. Bizim zamanımızda da böyleydi. Kan akıyordu insanlar ölüyordu, köyler yanıyordu, çığlıklar göğe yükseliyordu. İnsanlar kin ve nefretin içinde boğuluyordu. Aynen bugün olduğu gibi. Başaramadık oğlum... Bilmiyorum, orada geçirdiğim yılları bütün ayrıntılarıyla anlattım mı sana? Ben de orada bir zabittim. Oraları değiştirmek, onlara medeniyet, bilgi, görgü ve insanlık götürmek istiyorduk. Oradaki vahşi hayatı değiştirip, hepimiz için güzel ortak bir hayat meydana getirmek, birliğini, bütünlüğünü korumuş, gelişmiş, müreffeh, zengin ve güçlü bir vatan yaratmak istiyorduk. Ama şimdi anlıyorum ki başaramadık. Çok kan aktı, oğlum çok insan toprağa düştü, çok ırmak, çok dere kızıl renge boyandı... Bugün olduğu gibi. Bilmiyorum neden ama onlar değişmedi, direndiler değişime, biz de değişmedik. Kan durmadı, ateşler sönmedi. Şehirler değişti, giyim kuşam, tanklar toplar, otomobiller uçaklar, telefonlar değişti, ama insanlar değişmedi; kin nefret, öc alma duygusu hep kendisi gibi kaldı."
Sayfa 310Kitabı okudu
  Veda Birçok Türkçünün maddi, manevi yardımıyla çıkmakta olan Orkun, onu idare edenlerin yorgunluğu yüzünden kapanıyor. Bu kararı verenlerin ızdırabı büyüktür. Uzun konuşma, tartışma ve danışmalardan sonra, yapılacak başka bir şey olmadığı için bu neticeye varılmıştır. Yurdun her tarafındaki genç Türkçülerin, bu sonuç karşısında duyacakları
AMERİKALILAR AYA GİDERKEN Buna Yirminci Yüzyılın en büyük macerası diyorlar. Aya gitmek aslında bilim ve tekniğin göz kamaştırıcı bir zaferi olmakla beraber, bu zaferin insanlığa neler getireceği bilinmediği için macera demekte de yanlış olmasa gerektir. Aya yerleşme üstünlüğü sayesinde dünyaya hâkim olma isteğinin doğması, bu istek sonunda
Reklam
Kelâmı Korumak, Yola Çıkmak ve Yolda Kalmak Üzerine
Kelimeler gelişigüzel imal edilmiş şeyler değildirler. İçerilerinde hakikatler, yakalanırsa mükemmel ağlar ve doğruya ulaştıran bağlar vardır. Zaman içinde zaman zaman zamanı da aşarak aşkınlaşmış hale gelirler ve dâima ötelerden bir haberi muştulamaya meyyaldirler. "Önce kelam vardı" sırrı bu hakikati haykırır bize. Konuşmak bir
Sabırla okuyabilenler için ibretlik bir araştırma: Ruanda
Ruanda'da 1994 yılında yaşanan ve 1 milyon insanın yaşamına mal olan soykırımın ana nedeni, kara kıtanın genelinin aksine ülkede yer altında kıymetli bir maden bulunmaması. Topraklarının altında bulunan petrol, altın, elmas gibi doğal zenginliklerden ya da toryum ve uranyum gibi nükleer madenlerden ötürü iç savaşlarla çalkalanan onlarca ülke
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.