"Biz ki sevdamızı içimizde taşıdığımızı sanırdık, Paşa. Oysa aşk, perdenin altında bile saklanmazmış.Vazgeçmek için sevgilinin dudağından çıkan bir hayır yeter. Onun dışında ne ölüm, ne söylentiler, umrumda değil." dedi yaşlı mimar...
Ben ki aşkı Ayasofya’nın ışığından, sağ elimde tutttuğum güneşin yakıcılığından, sol elimde tuttuğum ayın ise gizeminden aldım. Gönül bir aşka bağlandığında ne kadar çırpınırsa o denli batar. Sizin bana edeceğinizi düşündüğünüz eziyetin bin katını kalbim bana yapmaktadır.
“Aşk, olmazsa sanır mısınız ki bunca şiirler söylensin, camiler yapılsın. Aşk, şairlerin ve ince ruhlu insanların sermayesidir. Sermaye olmazsa ne bir mısra dökülür ortaya ne de gün ışığının altında aydınlanan camiler.”
Beni çeken kitabın ismi olmuştu açıkçası, şimdi ise finali ile beni tatmin etmedi. Felsefe üzerine dayanan bir kitaptan elbette felsefi düşünceler olmamasını bekleyemem ama aşırı felsefi tanımlar ve düşünceler açıkçası beni çok sıktı, hem mitoloji ile hem felsefe ile bağlantısı olması ilgimi cezbetse de benim açımdan kitap beklentimin altındaydı. Özellikle finali konusunda, finalden hiç memnun olamadım. Beklediğim final böyle değildi, bazı yerlerdeki mantık hataları da beni tatmin etmedi. Dan Brown gibi yazarları okuduktan sonra bu kitap bence beklenti altındaydı. Felsefe okumaktan hoşlanmayan ve aşırı felsefeye maruz kalmak istemeyenler için tavsiye etmem.
Antik Kentte AşkMürvet Sarıyıldız · Sayfa6 Yayınları · 2012201 okunma
"Hayat da zor bir yolculuk değil ki Deniz? Hangi noktasında çekip gideceğini bilemediğin bir oyun. Kimle, ne zaman karşılaşacağını tahmin edemediğin rastlantısal günler..."