Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
167 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Mehmed Uzun'un her zamanki gibi yine akıcı bir dille yazdığı deneme türündeki bu çalışması günümüz Orta Doğu sorunsallarının yakın bir açıdan görmemizi sağlıyor. Tekçiliğin ve inkarcılığın dünyanın hiçbir yerinde huzur getirmediği gerçeğini tanıdığımız ve bildiğimiz argümanlar üzerinden açıklayan Uzun, kendi biyografisinden de şahit olduğu
Nar Çiçekleri
Nar ÇiçekleriMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20123,948 okunma
167 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
İyi bir İnceleme ve denemeydi. Musa Anter'e yazdığı kısa, ağıt niteliğindeki yazıda bambaşka güzeldi. Ve nem u zine de ayrı bir güzel yazı idi. Eline sağlık büyük usta...
Nar Çiçekleri
Nar ÇiçekleriMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20123,948 okunma
Reklam
Musa Anter' e ağıt!
"Lo, lo, Ape Musa, lo, lo... Şev gıran e, keser kür e, birin xedar e..."
Sayfa 135 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
167 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kendi Sözleriyle Mehmet Uzun'un Hikayesi
Adım Mehmed  Soyadım Uzun Doğum tarihim 01.01.1953 herkes beni böyle biliyor... Bunların hiçbiri gerçek değil; adım  Mehmed değil, soyadım, Uzun değil, doğum tarihim bu rakamlar değil. Mehmed Uzun ne yazık ki, Dünya Edebiyatında sıkça görülen, özellikle totaliter rejimlerin baskı, yasak ve sansürlerinden kendilerini korumak için yazar ve
Nar Çiçekleri
Nar ÇiçekleriMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20123,948 okunma
Musa Anter'e ağıt
"Bilirsin, herkes yaşar, herkes ölür. Ama herkes ölümsüzleşmez."
Musa Anter'e Ağıt..
"'Lo, lo, Apê Musa, lo, lo... Şev giran e, keser kûr e, birîn xedar. Şehîdên welêt li te gazî ne, dibêjine, Birayo Muso, lo, lo, xwe bilivîne, bilezîne, em li hêviya te ne. Apo, lo, lo, de xwe bi me bigibîne. (Lo Lo Apê Musa, lo lo... Gece ağır, hüzün derin, yara amansızdır. Ülkenin şehitleri sana sesleniyor, diyorlar ki Musa kardeş kımıldan biraz, acele et, seni bekliyoruz, Apo lo lo bize yetiş.)
Sayfa 135
Reklam
MUSA ANTER'E AGIT
Sevgili Ape Musa, Kürt gençlerinin sevimli amcası , acılı tarihi ­ mizin genç delikanlısı , bilirsin, yüzyıllardır yoksul ve çileli gecelerimizi zenginleştiren, senin de çok sevdiğin ünlü Meme Alan destanımızda, dünya güzeli üç kız var. Ülkemizdeki hüzün ve kederi, biraz da olsa, sevince ve mutl uluğa çevirmeye çalışan aydınlık üç kız; periler padişahının alımlı ve iyiliksever kızlan ; Tavbanu ( Güneş Sultan), Heyvbanu (Ay Sultan) ve Sterbanu ( Yıldız Sultan). Bilirsin, insanın ve insanlığın uykuda olduğu bir gece vaktinde, Kürtlerin güzellik simgesi Zina Zeydan'ı , uykuları delmeden, alıp, bulutların üstünden, Kürtlerin iyilik ve mertlik simgesi Meme Alan'ın sarayına götüren, unutulmaz bir aşkın ve ulusal bir eposun doğmasını sağlayan, ışık ve aydınlığın simgesi bu peri kızlarımızdır.
Musa Anter
Kekik reyhan ve kaçak tütün kokusu taşırdı rüzgar Alçak damlı evlerin yüksek küçük pencerelerinden Soluk ışıkları yayılırdı geceye Köpek havlamaları korkulara karışır kaygıları beslerdi Sonra dağlardan kurşun sesleri gelirdi belirli belirsiz Namlunun ucunda çırpınırdı yürekler Ağıtlar yankılanırdı dağlara doğru Kapılar kırılır talan edilirdi, sevdalar, umutlar Ve insan olan ne varsa Ve kan akardı derelerimizden Zilan, Munzur, 33 kurşun, Nevale qasaba Ve ülkemin bütün derelerinden O iklimde kalırdı acılar Duymaz dı bir Allah'ın kulu çığlığımızı Ve dağlara sevdalanırdık, karabasan gecelerin sabahlarında Direnmek kalırdı Kürt'e Yaşamanın bir başka adı direnmekti Derelerden kan akar burada nicedir Analar ağıt yakar her doğan gün Gelinler yola bakar çaresiz
Musa Anter'e ağıt..
"Hatırlarsın, 1970lerde, Diyarbakır'da, askeri cezaevinin yemekhanesindeki büyük sobanın çevresinde, o tutsak gecelere renk katan sohbetlerinde, sürekli, "bu şehir" diyordun, "bu şehir, uğrunda ölünecek bir şehirdir. Kürdün akıl almaz direniş efsaneleri bu şehrin tarihi surlarında gömülüdür. Büyüklerimiz, Şeyh Sait, Seyid Abdulkadir, Doktor Fuat ve daha birçok şahsiyetimiz bu şehrin gecelerinde darağaçlarına gönderildiler ve bir mezara bile sahip olamadan bu şehre gömüldüler. Şu şehir onurumuz ve kimliğimiz acımız ve kederimizdir, bu nehir hüzünlü tarihimizin en canlı tanığıdır."
Sayfa 134 - İthakiKitabı okudu
Reklam
Musa Anter
Kekik reyhan ve kaçak tütün kokusu taşırdı rüzgar. Alçak damlı evlerin yüksek küçük pencerelerinden Soluk ışıklar yayılırdı geceye. Köpek havlamaları korkulara karışır kaygıları beslerdi. Sonra dağlardan kurşun sesleri gelirdi belirli belirsiz. Namlunun ucunda çırpınırdı yürekler... Ağıtlar yankılanırdı dağlara doğru. Kapılar kırılır talan edilirdi, sevdalar, umutlar ve insan olan ne varsa... Ve kan akardı derelerimizden. Zilan, Munzur, Nevala Kasaba... Ve ülkemin bütün derelerinden. O iklimde kalırdı acılar... Duymazdı bir allanın kulu çığlığımızı. Ve dağlara sevdalanırdık, karabasan gecelerin sabahlarında. Direnmek kalırdı Kürt'e. Yaşamanın bir başka adı direnmekti... Derelerden kan akar burada nicedir Analar ağıt yakar her doğan gün Gelinler yola bakar çaresiz Oy Nevala Kasaba oy Oy Nevala Kasaba oy Seninledir sevdanı gönlüm dağlardadır oy Sabahın rüzgarında çığlığında Bir dağ düştü o dereye adı Mahsum Oy Nevala Kasaba oy Oy Nevala Kasaba oy
Musa Anter'e Ağıt
Dün gece seni gördüm; seni ve çok sevdiğim peri kızlarını. Birlikteydiniz, ak ve ışıl ışıl bir gecede birbirinize kavuşmanın sevinciyle, çileli ülkemizin yıldızlarını çoğaltmış, büyütmüştünüz. Evet, gece bembeyazdı, bir aydınlık şöleniydi. Gökte yıldızların halayı vardı. Ay tüm güzelliğiyle gülümsüyordu. Dağlarımız, Kürtlerin gururu, başı dik, dumanlı dağlarımız volkanik bir aklıkla parlıyordu. Nehirlerimiz, sevincimiz ve coşkumuzun beyazlığında, çağıldıyordu. Ya o dipsiz vadiler, derin ormanlar, göğe varan kartal yuvaları? Beyazın çeşitli tonlarıyla tam bir renk cümbüşüne dönmüşlerdi. O ak gecede, yaşamının ölüm ve ölümsüzlükle kesiştiği o anda, unutulmaz bir randevumuz vardı; peri kızları, kanatlarını çırparak kanlar içinde, yerde yattığın Diyarbakır'ın o çirkin, karanlık sokağına geldiler. Hain, karanlık kalleş kurşunlar Diyarbakır'da, o çok sevdiğin, gururun ve acıların olan o tarihi Kürt şehrinde seni bulmuşlardı.
Sayfa 134 - ithakiKitabı okudu
167 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Mehmed Uzun'un Türkçe yazdığı tek kitap. Bu kitap yüzünden yargılanıp beraat ettiğini de öğrenmiş oldum. On tane denemeden oluşan kitaptaki denemeler sırayla şöyle; "bizim olmayan gökyüzleri" demir özlü nar çiçekleri welatê xerîbiyê - bir hüzündür ayrılık şiddet ve kültürel diyalog çokkültürlü toplum kan kanla
Nar Çiçekleri
Nar ÇiçekleriMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20123,948 okunma
·
Puan vermedi
Mehmed Uzun akıcı bir dille yazdığı deneme türündeki bu çalışması Orta Doğu sorunsallarının yakın bir açıdan görmemizi sağlıyor. Tekçiliğin ve inkarcılığın dünyanın hiçbir yerinde huzur getirmediği gerçeğini tanıdığımız ve bildiğimiz argümanlar üzerinden açıklayan Uzun, kendi yaşam öyküsünden de şahit olduğu olayları aktararak anlatımını
Nar Çiçekleri
Nar ÇiçekleriMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20123,948 okunma
Musa Anter'e Ağıt
Periler, senin hiç bir zaman ihmal etmediğin bir şeyi yaptılar; gözlerine sürme çektiler. Ayın ışığı gözlerinde parladı, gözlerin yıldız kümesinin bir parçası oldu..
Sayfa 137 - ithakiKitabı okudu
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.