"Denizi deniz olmaktan çıkardık. Ağaçları tıraş ettik, balıkların kökünü kuruttuk. Havayı mazotla doldurduk. Toprağı dejenere ettik. Bir yerden şöyle kazara çıkmış bir yeşil çimen ucu görsek, hep birlikte oraya hücum ederek ezdik onu mahvettik."
Denizi deniz olmaktan çıkardık. Ağaçları tıraş ettik, balıkların kökünü kuruttuk. Havayı mazotla doldurduk. Toprağı dejenere ettik. Bir yerden şöyle kazara çıkmış bir yeşil çimen ucu görsek, hep birlikte oraya hücum ederken ezdik onu mahvettik.
Sayfa 13 - Güvercin Avlanan MartıKitabı okudu
Reklam
Biliyorsunuz büyük şehrin apartımanları arasında kurban kesmek zor. Hele sığır malı olursa. Yaya kaldırımlarından, çöplüğe dönmüş arsa kalıntılarında, ayak altı sayılabilecek her yerde bu işe soyunanlar bir anlamda işi berbat, eti mundar ediyor sanki. Bir de bütün bu sıkıntalara katlanmamak için götürüp kurbanı bir yere bağışlamak var. Çoğu yapıyor bunu ya, bana biraz telefonla bayramlaşmak gibi geliyor. Bu sene İstanbul dışında, bir küçük beldede kestik kurbanı. Yer çok, bahçeler, arsalar geniş, ağaç altları ferah. Hem baharın yeşili her yanı kaplamış, her taraf çimen çiçek. Kars-Ardahan tarafından hayvan getirmişler, bizim ortaklar da birini almış. Namazdan sonra alana vardığımızda bizden önce davrananlar üç beş kurban kesmiş, derileri yüzmüştü bile.
Bayram özel
Biliyorsunuz büyük şehrin apartımanları arasında kurban kesmek zor. Hele sığır malı olursa. Yaya kaldırımlarından, çöplüğe dönmüş arsa kalıntılarında, ayak altı sayılabilecek her yerde bu işe soyunanlar bir anlamda işi berbat, eti mundar ediyor sanki. Bir de bütün bu sıkıntalara katlanmamak için götürüp kurbanı bir yere bağışlamak var. Çoğu yapıyor bunu ya, bana biraz telefonla bayramlaşmak gibi geliyor. Bu sene İstanbul dışında, bir küçük beldede kestik kurbanı. Yer çok, bahçeler, arsalar geniş, ağaç altları ferah. Hem baharın yeşili her yanı kaplamış, her taraf çimen çiçek. Kars-Ardahan tarafından hayvan getirmişler, bizim ortaklar da birini almış. Namazdan sonra alana vardığımızda bizden önce davrananlar üç beş kurban kesmiş, derileri yüzmüştü bile.
Sayfa 135
Bir biz barınamadık.
Dut kuşları bayram etsin. Sade kuş milleti değil, bahçemiz her tür hayvana yuva oldu. Pınarın ayağında, kaya kovuklarına yuva kuran bir kirpi, gün batımı ile beraber yavrularını ardına takıp gezintiye çıkıyor. Cevizin üst dallarında sincaplar oynaşıyor. Yahu bu hayvan nerelerden geldi buraya, akıl almaz yani. Oduna gittiğimiz tâ Çimen Dağı'nın meşeliklerinde görmüştüm. Ama, ora nere, bura nere..... Çalılığın kuytularında tavşanlar, taraklı kuşlar yılanlar yani, ne diyeyim her bir hayvan barınıyor işte. Bir biz barınamadık.
Sayfa 171
“Eski dünya dediğimiz şey bir çam kozalağıdır, yeni sağılmış süt kokusudur, çimen yeşili ve yün kuşaktır. Bu nedir? Bu hayattır. Masal ile, rüya ile, dua ile irtibatı olan şeydir.”
Sayfa 26 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Reklam
300 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.