Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
LOST DİZİSİNE KISA BİR PSİKOLOJİK ÇÖZÜMLEME Lost'a tekrar başladım. İlk aklıma gelen, o fazlasıyla sade, bir o kadar da vurucu, akılda kalıcı, gerilimli ve etkileyici intro'su. Bu diziyi izlerken epey sevmiştim. Merak, akıcılık, gizem, gerilim hat safhada sürüyordu, dizi boyunca. Lakin son sezonlara doğru bilhassa son sezon dizi iyice sarpa sarıyordu. Gizemler bir bir çözülmeye başlıyor fakat dizide mütemadiyen müphem ve muğlak bir şeyler kalıyordu. Bilhassa dizideki olağanüstülükler, hatta belki bazı metafizik bazı figürler tam bir gestalt oluşturmuyordu. Dizideki bu müşkül durum bir yerden sonra can sıkıcı bir hal almaya başlıyordu. Buna mukabil dizi, sürecin büyük bir bölümünde heyecanını koruyor ve keyifli bir yolculuk oluşturuyordu. Ben sevdim, tekrar seviyorum. Keyifle izliyorum.
Gidiyorum şimdi, dönmemek üzere Susuyorum, konuşmamak üzere Kesiyorum bileklerimi, bir daha aynı yerlere dokunmamak üzere Oyuyorum gözlerimi, görmemek üzere ve böylece mütemadiyen kapatıyorum gönlümün aynasını Ve nihayet unutuyorum seni, bir daha hatırlamamak üzere Ve kurutuyorum hissiyatımı, bir daha sevmemek üzere... Sen ki bana sevmeyi öğreten aynı vakitte beni küstüren ve bunu fark etmeyen Aslında en nihayetinde ben kafamı vura vura anlıyorum, en çok sevdiğimle sınandığımı...
Reklam
Halk Neye Kızdı
Halk neye kızdı bilmiyorum ama ben nelere kızdığımı anlatmak istiyorum. İlk olarak kutuplaştırıcı söylem ve eylemlerden, nefret saçan siyasetten artık bıktığımı söyleyebilirim. Hem iktidar hem muhalefetin fanatik seçmenlerinin kendinden olmayanı düşman gibi görüp türlü iftiralar ile yaftalamasına kızıyorum. D*M partiye tamamen karşıyım ve
Paşam...(GMKA)
Gazi Mustafa Kemal'in sıkça paylaşılan "Bunalıyorum çocuk, büyük bir ıstırap içinde bunalıyorum!" sözünü kaynağından yani Hasan Rıza Soyak'ın hatıratından okuyalım. "(Atatürk) 1930 yılı baharında yaptığı bir yurt gezisinde İzmir'den, Antalya'ya gitmek üzere trenle ayrılmış, yolda, halk ile temas ede ede ve bir
Siyer-i Nebî okurken zihnimde mütemadiyen dönen şiir..
Zaman, ayaklarımda tükendi adım adım, Heyûla, bir ağ gibi ördü rüyalarımı, Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım.
Nurullah Genç
Nurullah Genç
Değişik :))
Biz aile olarak evden eve taşımacılık, nakliye işi yaparız. Boş olduğum günler mütemadiyen giderim ben de. Müşterinin evine ilk girdiğimiz gibi ben tüm odaları gezip kitaplık, kitaplar var mı diye bakarım. Şayet kitaplar kolilere doldurulmuşsa bile ekipten kimseye elletmem bizzat ben taşırım onları. Arada da şöyle kolinin ağzını büküp bakıyorum acaba hangi tür kitaplar okuyor diye merak da etmiyorum değil.
Reklam
"Ben bu menzilleri, yıldız sarayına değişmem!"
Tarihçe-i Hayat
Tarihçe-i Hayat
*** Herkesin vardır yıldız sarayına değişmeyeceği menzilleri...🥹 *** Ve benim ruhum mütemadiyen arasına fersahlar olan menzillerde dolaşıyor...
Talha Uğurluel anlatıyor:
Erzurumlu Kadınlar Çirkin miydi ? Bugün Erzurum Kars arası tren yolculuğumuzda lokomotifde yıllarını bu işe vermiş makinistimiz Erzurumlu Necati beyle birlikte yolculuk yaptım. Bana ibretlik bir hadise anlattı. Puşkin Erzurum’a geliyor ve eserlerinden birinde Erzurumlu kadınlar çok çirkindi diyor. Ben bunu duyunca aman Necati abi videonun bu kısmını keseyim ben dedim. Hayır kesme devamını dinle dedi. Puşkin neden böyle söylüyordu biliyor musun ? dedi ve ekledi. Ruslar Erzurum’u işgal ettiklerinde şehirde kalan kadınlar ve kızlar yüzlerine mütemadiyen ocak külü sürüyorlardı her gün yüzlerine gözlerini tezeklerle buluyorlardı. Çirkin gözükmek için, Ruslar Onlara ilişmesin diye… İşte bizim kadınımız kızımız bu kadar kıymetli ve kendi kıymetlerini bu kadar sakınandı, koruyandı. Puşkin Bu Faziletli Duruşu Anlamaktan Tabi ki Çok Uzaktı… #8MartDünyaKadınlarGünü nde tarihten bugüne faziletli duruşlarıyla bize örnek olan kadınlarımızın gününü tebrik ederim.
Bugün de akrostişsiz bırakmadı Diva'nız sizi (:
Affederim affetmesine seni Fakat unutamam olan biteni Farkındayım zaten, her şey aleni Etme bulma dünyası bitirir seni Taktik maktik yok bu işte Söylüyorum bak, işine gelirse En büyük sözleri versen bile Mümkün değil unutmam, nafile Daha dur bunlar iyi günlerin En sonunda diyeceksin ben ne ettim Unuturum sanıp kendini bitirdin Nafile, affetsem de unutmam Unutur nasılsa diye kendini kandırma Tabiatım böyle baştan söyledim sana Mütemadiyen tekrar ettirme bana Aklını başına alacaktın yolun başında Mağdur oldum deyip de ağlama şimdi orda burda
okuyankoalaa

okuyankoalaa

@okuyankoalaa
·
25 Şubat 12:17
Diva'nızdan Dev Hizmet (:
Evet yanlış okumadınız, Diva'nız yaptı yine Diva'lığını. Okumaya doyamadığınız akrostişlerimin hepsi yakında bu iletinin altında, tek bir yerde toplanmış haliyle sizlerle 😂😂😂 Hem ilerde kitap çıkarırken de kolaylık olur 😅 ** Yoo asla canım sıkılmıyor, o nerden çıktı 😅
rüzgâr hediye edilebilseydi eğer sana rüzgâr hediye etmek isterdim. sarı yapraklı bir ormanda iki geyik havaya sıçrayıp öpüşüyor. boynuzları birbirine dolanmış. açamıyorlar. sarı yapraklı bir ormanda. ata nur kahve falında görüyor bunları.
Reklam
Şualar / 11. Şua / Altıncı Mesele Risale-i Nur’un çok yerlerinde izahı ve kat’î hadsiz hüccetleri bulunan iman-ı billâh rüknünün binler küllî burhanlarından birtek burhana kısaca bir işarettir. Kastamonu’da lise talebelerinden bir kısmı yanıma geldiler. “Bize Hâlıkımızı tanıttır; muallimlerimiz Allah’tan bahsetmiyorlar” dediler. Ben dedim: Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisan-ı mahsusuyla mütemadiyen Allah’tan bahsedip Hâlıkı tanıttırıyorlar. Muallimleri değil, onları dinleyiniz. Meselâ, nasıl ki mükemmel bir eczahane ki, her kavanozunda harika ve hassas mizanlarla alınmış hayattar macunlar ve tiryaklar var; şüphesiz gayet maharetli ve kimyager ve hakîm bir eczacıyı gösterir. Öyle de, küre-i arz eczahanesinde bulunan dört yüz bin çeşit nebatat ve hayvanat kavanozlarındaki zîhayat macunlar ve tiryaklar cihetiyle bu çarşıdaki eczahaneden ne derece ziyade mükemmel ve büyük olması nisbetinde, okuduğunuz fenn-i tıb mikyasıyla, küre-i arz eczahane-i kübrasının eczacısı olan Hakîm i Zülcelâli, hatta kör gözlere de gösterir, tanıttırır. Hem, meselâ, nasıl bir harika fabrika ki, binler çeşit çeşit kumaşları basit bir maddeden dokuyor; şeksiz, bir fabrikatörü ve maharetli bir makinisti tanıttırır. Öyle de, küre-i arz denilen yüz binler başlı, her başında yüz binler mükemmel fabrika bulunan bu seyyar makine-i Rabbâniye ne derece bu insan fabrikasından büyükse, mükemmelse, o derecede, okuduğunuz fenn-i makine mikyasıyla, küre-i arzın Ustasını ve Sahibini bildirir, tanıttırır.
Vesselam Ömer

Vesselam Ömer

@Bulut_blt
·
04 Şubat 22:14
Liselerde ve üniversitelerde İslamiyyetin i'sini bile anlamamış ve İslam'a nokta kadar kıymet vermeyenler var. Bu durum bir cehalettir ki, başımız beladadır. Onbeş-yirmi sene bu tahsil ile ömür gidiyor, bir "La ilahe illallah" öğrenilmiyor. Böylesine yavan bir yola gider mi insan?
Duygusal Durum Raporu 12
03.02.24 -02.54 Ellerim saçında, parmakların yüzümü okşuyor. Bu karman çorman anılar her gecemin yıldızları, ayı oluyor. Sen uyurken kulağına seni sevdiğimi söylüyorum. Uyandığında söylemekten korktuğum için. Ne yaptın bana, çok hızlı döndü başım sevdadan. Hala dinmiyor vertigom. Her yağmurda senin gözyaşların her güneşte senin gülüşün var. Her
606 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.