Gerilim romanlarını okumayı sevmeme rağmen bu kitapla pek anlaşamadım açıkçası. Başlarda çeviriden mi kaynaklı bilemiyorum her şey birbirine girdi. Aynı şey sonu içinde geçerliydi. Kafamda soru işaretleri kaldı. Bu tarz kitaplarda hoşuma giden bir şey değil bu.
Ama yazarın duyguyu iyi yansıttığını söyleyebilirim. Kurbanın ağzından okumak benim için zordu. Yazar için de yazması kolay olmasa gerek.
Kitabı okurken aynaya baktığımda gerilimden yanaklarımın kızardığını gördüm. Gerilimi bence çok iyi yansıtmış ya da ben çabuk geriliyorum, bilemiyorum. Ama yine de sonu tahmin edilebilirdi. Elinizde almak için başka kitap seçenekleri varsa onlara bakmanızı öneririm. Ama elinizde varsa okumak size bir şey kaybettirmez.
" Yoldan çıktığına göre ilhamını kaybetmiş olmalısın.'
" Hayır, dostum. Ben, en acıklı anda bile güldürücü sözler bulabilen bir insanım. Kendime acımam yok."
Her şey bir unutmak, unutturmak fitnesiyle başlamamış mıydı?
Memleketi kuşatan ihanet, cehalet, isyan; bu toprakları vatan kılan davanın ve ruhları bu ülküye bağlayan değerlerin unutulmaya yüz tutmasının bedeli değil miydi?
Önyargıları çok fazla olan insanlara okutulması gerektiğini düşündüğüm bir kitap. Bir de bizim Milli Eğitim Bakanlığı'nın okuması gerekli bence. Çok iyi bir müzik okulunda okuyan bir insanın, yoğun eğitim temposuyla akli dengesini nasıl kaybettiğini anlatan bir kitap. Kitabın en ilgi çekici yanı gerçek bir hikaye olması.
Öncelikle kitabın adı yanlış yazılmış. Beyaz Ses - Ley Hatları. Kitabın kurgusu oldukça farklı geldi bana. Kurgusunu beğendim. Sadece sonu çok tahmin edilebilir olmuş. Ama kitabı ben yazmış olsam aynı şekilde bitirirdim. Okurken hiç sıkılmadım. Ayrıca Ley hatlarının varlığını da bu kitap sayesinde öğrendim. Daha fazlasını araştırma isteği oluşturdu bende ama çok fazla derine inersem korkacağımı düşündüğüm için araştıramadım. Olsundu, sağlık olsun. Yine de hem güzel bir roman okumuş olmanın hem de yeni bilgiler öğrenmenin mutluluğuyla kapadım kitabı.
Kitabı yazanla tanıtım bültenini yazanın aynı kişi olduğuna inanmıyorum. Cidden o kadar hayal kırıklığına uğradım ki. Üstelik sonu çok saçmaydı, anlamadım. Anlamak için sonunu tekrar okumak bile içimden gelmedi. Karakterlerin iç dünyalarını bir türlü anlayamadım. Ütopik bir kitap olabilir. Başında gayet iyi duran sonunda kazuletin tekine dönüşüyor falan. Özellikle yazarın "aşk" içeren diyalogları yazmamasını, "Birbirlerine aşklarını ilan ettiler gibi," cümleleri kullanmasını tercih ederdim. Kapağı da tanıtım bülteni de çok iyi olan bir kitaptan beklentilerim çok daha yüksekti. Üzgünüm, beğenmedim.
Ateşin SerinliğiBurhan Gültekin · Anatolia Kitap · 201510 okunma
Hani internette neden okuduğunuzu bilmediğiniz, istemsiz bir şekilde sonuna kadar okuduğunuz ve sonunda kendinize "Ben ne okudum?" Diye sorduğunuz yazılar var ya aynı onlar gibi anlamsız bir kitaptı gözümde.
Kitapta iyi yapılmış tek şey yalnızlık betimlemeleriydi. Onun dışında okumayı seven bir insanı bile okumaya küstürecek kadar zor okunan bir kitaptı. Belli yaşta olan insanların okuyacağı bir şey desem değil, çocuk kitabı desem yine değil. Kitapta beni sadece sonu şaşırttı. Ki sonu kesinlikle sinir bozucu bir sondu. Ayrıca karakterin kırklı yaşları anlatılıyordu ama bana çok ergen bir tip gibi geldi. Beğenmedim.
"Daha özgür olma sözü verdim," dedim.
"Sen mi? Ama sen herkesten daha özgürsün!"
"Daha yalnız, belki." O an, bir sebepten, yalnızlığına gömülünceye kadar her gün daha da kapana kısılan annem düştü aklıma. "Aynı şey, biliyorsun."