Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sıcak çıtır simidin kokusu mu, çocukluğun kokusu mu yoksa, kimbilir...
Kendimi yapayalnız, kimsesiz hissettiğim, nereye ait olduğumu, nereye gitmem gerektiğini bilmediğim günlerde bana sanki karanlık, puslu gecenin içinden yanan deniz feneri gibi gelen işaretlerden biri de belki o kokudur. Sıcak çıtır simidin kokusu mu, çocukluğun kokusu mu yoksa, kimbilir... Hamarat kadınların sabah temizliğini, yemek hazırlıklarını bitirip az şekerli bir kahve arası verdikleri nazlı saatler... Her birinin içinde yabancı gözlerin bilip anlayamayacağı, bizimse çocukluğumuzdan beri bildiğimiz büyük bahçelerin esrarı... Büyük manolyaların kokusu... Biz onları ayıramasak da bizi tanıdıkları her hallerinden belli olan serçelerin kendi başına gevezeliği...
Sayfa 172Kitabı okudu
Örnek Nesilleri Yetiştirecek Olan Mücahide Hanımın Vasıfları
Akide yapısı: Bu ümmet; kendisi için örnek ve temel olanın Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in öğrettiği gerçek akide olduğu bilinciyle; sahabe, tabiîn ve etbâu't-tâbiînin, yani selef-i salih akidesinin bütünleştiği ehl-i sünnet ve'l-cemaat metodunu anlamış ve idrak etmiştir. Menheci: Sadece ve sadece Allah azze ve celle'nin, Resûlü'nün,
Reklam
Kapımı açık bırakmıştım. Şehrin gürültüsüyle beraber ay ışığı sızıyordu odama: müzik dolapları, otomobiller, küfürler, köpek havlamaları, radyolar... Hep beraberdik. Aynı bok çukurunun içindeydik hepimiz. Kaçış yoktu. Zamanı geldiğinde sifonumuz çekilecekti.
Müziği bir bütün olarak düşünerek dinlemeyi alışkanlık haline getirmiş olanlar için müzik dinleme olayı dinleme-anlama arası bir dengeleme sorunudur.
Sayfa 14 - kitapta bir şeylerin altını çizerken uyguladığım usûl genelden özele fotoğraf kesitleri şeklinde öz'e ulaşmaktır. yavaş yavaş özele iniyorum şimdi. önce panoramik bakalım. (bu arada yukarıdaki cümle hastalığımın teşhisidir)
Başağrısı
Sabah yine o şiddetli dayanılmaz baş ağrısı ile kalkıp alarmı kapattın. Gözlerim kapalıyken dahi göz kapaklarından sızan ışık, ağrımın şiddetini arttırmaya yetiyordu. Arkadaşlarıma durumumu kısaca anlattıktan sonra evde kalacağımı söyleyip yanımda kalmalarına gerek olmadığı konusunda onları ikna ettim uzun uğraşlarla. Bir süre daha yatakta ağrıyla can çekiştikten sonra duvarlardan tutunarak mutfağa gittim ve küçük bir ekmek arası zeytin yiyerek mideme bir şeyler girmesini sağladım. Bir bardak su alarak odama döndüm. Masanın üzerinde hazırda beklettiğim ağrı kesiciyi içtim. Hemen tekrar yatağa dönüp yorganı başıma çektim. Yaklaşık yarım saat sonra dinmeye başlayan ağrımla rahat nefes almaya başladım. Öğlene kadar evde biraz oyalanıp müzik dinledim. Öğlen sahile inmek için hazırlanırken yine içime bir sıkıntı düştü. Param olmadığı aklıma gelince keyfim kaçtı. ☹Oysa bursum yeni yatmıştı. Meltem'den aldığım borç, ilaç masrafları ve ev giderleri derken yine param suyu çekmişti. Üstelik bir dahaki aya epey gün vardı. Sürekli borç istemeyi de kendime yediremiyordum. Kendimi dışarı atıp biraz yürüyüş yapmanın iyi geleceğini düşündüm.
Şehrin gürültüsüyle beraber ay ışığı sızıyordu odama: müzik dolapları, otomobiller, küfürler, köpek havlamaları, radyolar... Hep beraberdik. Aynı bok çukurunun içindeydik hepimiz. Kaçış yoktu. Zamanı geldiğinde sifonumuz çekilecekti.
Reklam
“Şehrin gürültüsüyle beraber ay ışığı sızıyordu odama: müzik dolapları, otomobiller, küfürler, köpek havlamaları, radyolar... Hep beraberdik. Aynı bok çukurunun içindeydik hepimiz. Kaçış yoktu. ”
Sayfa 395Kitabı okudu
166 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.