Yeryüzündeki hiçbir şey bir insanın çaresizliğini, kendisinden böyle tamamen vazgeçtiğini, canlı bir ölü haline geldiğini bu haraketsizlik kadar sarsıcı bir şekilde ifade edilemez.
Bir insanın kaderi, dağdaki patika gibidir: Bazen çıkar, bazen iner, bazen’ de dibi görünmeyen bir uçurumun başına gelip durur. İnsan tek başına böyle yolda ilerleyemez, ama birleşenler, birbirine omuz verenler her engeli aşarlar.
“Gerçek mutluluk, yavaş yavaş, azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla, çevremizle, çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır. Mutluluk birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor.”