Aynı zamanda bu resim birdenbire bana Raif Efendi'yi de izah etmişti. Şimdi onun sarsılmaz sükunetini, insanlar ile münasebetlerindeki garip çekingenliğini gayet iyi anlıyordum. Etrafını bu kadar iyi tanıyan , karşısındakinin ta içini bu kadar keskin ve açık gören bir insanın heyecanlanmasına ve herhangi bir kimseye kızmasına imkân var mıydı? Böyle bir adam, önünde bütün küçüklüğü ile çırpınan bir insana karşı taş gibi durmaktan başka ne yapabilirdi? Bütün teesürlerimiz, düş kırıklarımız, hiddetletlerimiz, karşımıza çıkan hadiselerin anlaşılmadık, beklenmedik taraflarınadır. Herşeye hazır bulunan ve kimden ne gelebileceğini bilen bir insanı sarsmak mümkün müdür?