Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nasıl Yazıyormuşum?
Bir gece Orhan Veli, konuk kaldığı Pendik'te ressam Haşmet Akal'ın evinde, nasıl edip de şiirlerine yaygınlık sağlayacağını sabaha dek düşünmüş, sonra uçakla İstanbul'un üstüne şiirlerini yağdırmaya karar vermiş. Uçak nasıl kiralanacak, para nasıl bulunacak? İki üç gün sonra hemen bütün gazete ve dergilerde, Orhan'ın "rakı şişesinde balık olsam" dizesiyle alay ediliyordu. Bu alaylar yüzünden artık uçağa gerek kalmamıştır. Alaylar, bir tek uçak değil, uçak filolarından İstanbul'a yağdırılacak şiirlerin etkisini yapmıştır. Orhan Veli, gerçekten değerli bir şair olmasaydı, alay konusu olarak kalır, maskara olurdu. Sonraları Orhan'ın şiirleriyle alay edenler, alay konusu olmuşlardır.
"Hayatta yapmayacağım bir şey."
Nasıl göründüğünü hatırlayabilmek için bazen konuşmalarımız sırasında ismini Google yazıp fotoğraflarına bakardım. İnternette onun hakkında bulduğum her şeyi okuyup, sık sık ona kendi röportajlarından alıntılar attım; benden artık bunu yapmamamı istedikten sonra bile. Bunu "feci utanç verici" buluyordu. Ben de şöyle yazdım: sen de bana gece 3:34'te e-posta yazma o zaman (yaz ama). Cevap verdi: ben 21 yaşında birine gecenin köründe e-posta mı yazıyormuşum, neden bahsettiğini bilmiyorum. Hayatta yapmayacağım bir şey.
Sayfa 44 - Monokl EdebiyatKitabı okudu
Reklam
Nasıl Yazıyormuşum?
Bir yazarın en büyük dramı, ölümünden sonra geride bıraktığı konuları, yarım yazıları, kendisinden başka hiç kimsenin yazamayacağıdır.
Sayfa 90 - Doğan KitapKitabı okudu
"Daha kalemi nasıl düzgün tutacağımı bilmediğim bir yaşta babamın bana silah kullanmayı öğretmek zorunda kaldığı günü de unutmam, unutmayacağım. Sesi titrerken bana 'Öğrenmen lazım prenses!' deyişi dün gibi kulaklarımda. Olur da Sırplar gelirlerse lazım olur diye el bombasını nasıl kullanacağımı dahi öğrenmiştim. Allah'tan tek duam, hayattan tek beklentim; ailemden birine bir şey olmaması, akşam olunca hepimizin beraber yatıp uyuyabilmesiydi." Kitabın sanki her satırını yazıyormuşum gibi, değil mi? Kitabın tamamını buraya yazsam, gözyaşlarımı da ucuna iliştirsem yine de anlatamam insanların yaşamak zorunda kaldığı bu barbarlıkları!.. Özellikle yazıyorum ki 1900'lü yılların başlarında Avrupa'nın göbeğinde yaşanan bu barbarlığı ulaşabildiğim herkes okusun, bilsin! Bu kitabı yazan kişi bunları bizatihi yaşadı. Kurgu değil. Gerçek hayattan bir kesit.. Bir anı.. Hâlâ insanlığın zulmü bitmiyor. İnsanları itip kakar, kabaca sözler savururken yeniden düşünmek gerek.
Sayfa 72 - PınarKitabı okudu
Nasıl Yazıyormuşum?
Ben genellikle yazılarımı evimde, tıklım tıklım kitapla dolu odamda yazarım. Bunu da karım, "Hangi Türk yazarının seninki gibi özel odası var? Hâlâ da yakınıyorsun..." diye sıksık başıma vurur.
Sayfa 87 - Doğan KitapKitabı okudu
Nasıl Yazıyormuşum?
Yalnız son yıllarda, bazı senaryo yazarlarını, film yapımcıları gürültüsüz otellere götürmeye başladılar. Bu oldukça lüks otellerde kapanıyor, on beş yirmi gün yiyip içip senaryo yazıyorlar. Bu yazarlar, bu rahat ortam içinde daha iyi senaryo yazamayacaklarını biliyorlar. Ama, filmcilik paralı iş olduğundan, şu ölümlü dünyada beş on gün rahat etmek yazarın da hakkı değil mi?
Sayfa 86 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Nasıl Yazıyormuşum?
Hiç bir Türk yazarı, yazı yazması için uygun bir ortam arayacak duruma gelmemiştir. Nerde, neresini, nasıl bulursak, orda yazmak zorundayız.
Sayfa 86 - Doğan KitapKitabı okudu
Nasıl Yazıyormuşum?
Okurların, gerçekten hangi ortamda yazdığımı gerçek yüzüyle öğrenmek istediklerini sanmıyorum. Ama sormuşsunuz, anlatayım. Ortam mortam diye bi şey yok, ne demek ortam?
Sayfa 86 - Doğan KitapKitabı okudu
Nasıl Yazıyormuşum?
Bir şair, en güzel şiirlerini, Beyazıt kulesinin tepesinde, kendini aşağı atıp öldürmek bunalımları içinde yazdığını söylerse, okurlar, şairin bu delice isteğiyle, şiirlerinden daha çok ilgilenirler.
Sayfa 85 - Doğan KitapKitabı okudu
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.