İnce hayat... Tıpkı başlığı gibi ince düşüncelerin kalem kalem aktarıldığı, tür olarak deneme olarak geçse de bence bir kişinin kendiyle, doğayla konuşması, yaşanılanı, gördüklerini betimleyip bir anlam arayışının yer aldığı muazzam bir kitap. Belki de "hayata, doğaya, dünyaya nasıl bir gözle bakmalıyız?" sorusunun cevabının vücut bulmuş hali diyebilirim. Çünkü kitap, tam olarak benim aradığım bir bakış açısını bana sunuyor.
Gelelim bana hissetirdikleri ve kattıklarına: Ruh halimin bu denli hayat bulduğu satırların varlığını öğrenmek, bu satırlarda dolaşmak hissettiğim her bir duygunun anlamını kavramama yardımcı oldu. Hani bir şeyleri bilirsin, düşünürsün ama anlamını sonra kavrarsın, tıpkı bu gibi varlığını bildiğim düşüncelerimin asıl anlamını kavradım bu satırlarla. Kendimden pek cok parçaya rast gelmek yalnız olmadığımı öğrenmemi, satırlarda sanki ben yazıyormusum gibi hissetmemi sağladı. Günlük yaşamda doğaya, çevreye, kısmen yaşama bakış açımın vücut halini almış satırlar. Bu ne büyük bir mutluluk ve şükür sebebidir. Kitapta da en çok üzerinde durulan konu Şükür. Öyle ki şükrettikçe şükür edecek şeylerin çoğalışını somut bir şekilde gösteriyor. Şükretmeyi, tevekkül etmeyi, yaşama bakışı, sorgulamanın insanı nerelere götüreceğini, bir şeyin detayına inmenin hangi kapıları açacağına her bir satırda rast geliyorsunuz.
E bir de öylesine geçtiğim bir yolda, kitabın kapağındaki ağaca denk gelebildiysem bu kitap başucu kitabım olmalı.
Umarım herkes bu kitapta kendinden bir parçaya rast gelir. :)