Kendimi mutlu gördüğüm fotoğraflarda tanıyamıyorum. Benimdir hiç şüphesiz bu. Ben inkar etmeye kalksam yanımdaki insanların tanıklığından anlaşılır. Keçilerini otlatan çoban kendi sürüsünde olmayanı nasıl çıkarırsa Ben de fotoğraflarda çıkan yüzlerime bakıp hayretler içersinde kalıp Bu benim ya diyorum. İyi hoş insanımdır çoğu zaman kendimi
224 syf.
2/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Gazapizm sokakta...
Kitabı ismi ilginç diye, kütüphaneden eve kadar getirdim diye okudum. Aslında eski Türk filmleri varya o kadar onlara benzer diyaloglar, kişilerle doluydu ki bir aralık televizyon izliyorum hissiyatı oluştu. Edebi bir yanı olmayan sadece kitap yazmış olan yazarımız pek tanınmış bir yazar da değil ki şöyle yazara bir iki kelime bir şey söyleyeyim. Neyse efendim demem o ki boş kitap bitirdim resmen. Hemen özetleyeyim siz okuma gafletine düşmeyin.Demir diye bir çoçuk var kağıt toplayıcısı(Netflixde de bir adet buna benzer bir film yapılmıştı. Çağatay ulusoy oynuyordu. Onu da hiç sevmem!) İstanbul da Uzundere denilen bir yerde oturuyor ama tahminim Kadiköy tarafında bir yer. Mahalleli eski kafalı toplama doğu halkı. Dürüst insanlar var, paragöz mütahitler falan var. Tesadüfler silsilesi o kadar sığ geliyor ki. İşte dayısı onu mahallede koruyan abi dediği adam çıkıyor. İşte mütahit eski tanıdık, patron kızı ile evlenmiş sonradan görme bir zengin amca neyse işte Neco diye biri var okulu elinden alınmış biri. Aslında baktığınızda günlük hayattan çok insan var. Kitap sayfları ilerledikçe şu ses geliyor beyninizin içinden "Nayır nolamaz! " falan. Neyse ya siz gene bir okuyun bu yazar hevesli yazmaya belli yazık belki kalemini düzeltir. Herkese iyi geceler...
Bu Dünyanın İnsanları
Bu Dünyanın İnsanlarıAlper Şahin · Karina Yayınevi · 20188 okunma
Reklam
412 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yazarın bütün kitaplarını okudum. Yeni başka bir kitabı da geliyormuş haberiniz olsun. Bu #kızılgece serisi de 4 kitap olacakmış. Kesin, net yani. Ama yazarın ipiyle kuyuya inilmez bakarsınız 5 yapar sonra da ben onu linçlerim Her kitabında olduğu gibi, serinin üçüncü kitabı olmasına rağmen yine karakteri perişan etti. Hatta tarumar etti. Başına gelmeyen kalmadı Rozelin'in vicdansız zalım yazar bırak artık şu kızı! Ne yaptı anlatacağım. Rozelin kan vermeye gittiği paravan şirkette kaçırılmış ve başka bir gezegene üstelik nasıl olduysa hamile olarak şutlanmişti. Niye,neden, nasıl diye sormayın okumanız lazım. Neyse bir şeyler oldu, esas oğlan ismi acayip Biran geldi. -Bir an geldi gözlerinde nefreti gördüm. Tamam, saçma espri- Neyse bunlar bır şeylerin kurbanı olduklarını anladılar ama başka şeyler oldu. Bebek doğdu ama Rozelin zorunlu olarak dünyaya dönmek zorunda bırakıldı. Nayır, nolamaz derken geldi ve üç senedir İzmir'de yaşıyordu. He valla sen tut elin uzaylisi kızı İzmir'de bul kaçır diyonuz dimi? Sonra yine bir şeyler oluyor ve bizim kız kendini o gezegende buluyor. Ama bir sekilde zamanda geçmişe gidiyor, olaylarib ilk başladığı zamana. Zamandan zamana, gezegenden gezegene gitti. Yetmedi düşman bildiği, dost sandığı herkesin öyle olmadığını öğrendi. Bir sürü bir şeyi birbirine kördüğüm ettiğini öğrendik tabii sonra çözdü. Ama yine korkunç bir final yazdı. Tabii ben orda koptum tam linçlik yazar. Neyse bu kitapta Biran amma kuduruk çıktı ha. Üçüncü kitabı almayanlar çabuk alın!
Kızıl Gece 3
Kızıl Gece 3DuruMavii · Epsilon Yayınevi · 202419 okunma
Nayır nolamaz... Bu psikolojiye girmek istemiyorum :))
Bir aydınlanma ruhu içinde felaket yalnızdık.
116 syf.
10/10 puan verdi
Eyyy gidii eski aşk meşkler başkaymış ya şimdi bakınız, Talat ve Fitnat'ın aşık olduğu gibi yeni nesil aşık olabilir mi? Hele akıllara zarar z kuşağıPerde arkasından kaçak göçek baktığı sokaktan geçen delikanlıya vurulacak da delikanlı da kızın gözlerini görüp maşuk olacak şöyle klasik aşk hikayeleri okuyunca harbi zaman ne biçim değişmiş diyorsun. Bir de zamanın değişiminden dert yanarlar klasiklerde. Bizim aşıklar da aynen böyle aşık oluyor ve Talat sevdiği kızı görmek için çarşafa bürünüp kızın evine giriyor. Kemal Sunal'ın o meşhur filmindeki gibi kızın kankası oluyor. Sonraki sahnelerde kızcağız katekulliye getirilip yaşlı bir adamla nikahlandırılıyor. İşte burada bir Yeşilçam draması görüyoruz evet, klasiklerden yontmuşlar baya. Bu adam yıllar evvel karısını sokağa atmış vicdan azabı çekiyor. Velhasıl bizim aşıklar kavuşamıyor bir de son anda 'nayır nolamaz o senin baban!' evet, meğer yaşlı koca kızın babası ama merak etmeyin aralarında bir şey geçmiyor. Talat ve Fitnat kavuşamamanın acısıyla ölüyor, baba deliriyor, onları bu duruma sokanlar da kahırdan ölüyor. Alın size korkunç son mutsuz sondan nefret ediyorum. Ama 10 puan verdim. Dehşet ve ibretle okuyun bunalıma girin.
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat
Taaşşuk-ı Talat ve FitnatŞemseddin Sami · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202429,1bin okunma
Eski Türk filmi sahnesi gibi.. Nayır Nolamaz!
-Alın yazım böyleymiş, dedi. Ailen arasına almak istemiyor beni. Tanrı’nın dediği olur! Neyin bizler için hayırlı olduğunu bilir Tanrı! Elimizden bir şey gelmez Pyotr Andreyeviç. Hiç değilse siz mutlu olun… -Hayır olamaz! Beni seviyorsun sen, her şeye hazırım! Gidip senin annenin babanın ayaklarına kapanalım. İyi insanlardır onlar, kendi halinde, alçak gönüllüdürler… Katı yürekli, kibirli değildirler… Anne baba onayını vereceklerdir bize. O zaman evleniriz…
Sayfa 79 - İletişimKitabı okudu
Reklam
49 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.