Geçenlerde bir Fransız profesörünün yazısını okudum. İlya Ehrenburg'a çatıyor. Ehrenburg Fransız milli kurtuluşu için yapılan kavgayı öven yeni şairleri medh ü sena etmiş de, onların bir çığlığı Mallarme'nin bir şiirine bedeldir filan demiş de, bu suretle sanatı propaganda vasıtası yapıyormuş da, bundan dolayı profesör hiddetlenmiş. Düşündüm, ne garip! Şair, mesela Baudelaire, Mallarme, Verlaine, ümitsizliklerinden, ölümün hayattan güzel olduğundan, geçmiş zamanların hasretinden, vefasız sevgililerinden, Allahın kudretine sığındıklarından, sarhoşluğun meziyetlerinden, hatta oğlancılıktan bahsederler, bunun gibi şeyleri dillerine dolar ve bunu ustaca söylerlerse propaganda olmuyor. Ama bunların aksini ne kadar ustaca söylerse söylesin bir şair, propagandacı oluyor. Hani gayet basit bir misalle anlatmak istese insan şöyle olacak: Şarabın, rakının, sarhoşluğun medh ü senasını yaptın mı, sanat eseri verdin, yok tersine, metinde ayıklığı medh ü sena ettin mi Yeşilay propagandacısı oluyorsun. Ne komik iş, değil mi? Bir yandan da tutturuyorlar : "Güzel", "güzellik" diye. Peki sarhoşluk mu güzel, ayıklık mı?
Sayfa 292 - Adam Yayınları
Ben şiiri ciddiye almıyorum ki zaten, yeter ki şiir beni ciddiye alsın ! Davetsiz misafirdir, pat diye gelir o, ya bir afrika menekşesini, ya ölen bir delikanlıyı bahane eder, oturur karşıma, kaldırabilirsen kaldır artık. Baudelaire öyle demiş ya: "Esin dediğin gelmesine nasıl olsa gelir, güçlük onu sepetlemektedir..." Bekleyen belasını da, mevlasını da bulur, demişler. Şiir ki hem beladır, hem mevla, o halde beklemeyi bileceksiniz ! Yalnız, beklediğinizi çaktırmadan. Sözgelimi; Taksim Meydanı'nın (eskiden ama) ordaki saatin altında sevgilinizi bekler gibi, ortada dolana dolana, ıslık çal... hava alıyormuşsunuz sanki... Saatler saati beklersiniz gelmez kafir... Ne yapalım, bu sefer olmadı, bidaha sefere...
Reklam
150 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"öğrenim değiştirsin ki, eğitim olsun." Selam! Fransız edebiyatının en hümanist yazarlarından biri olan Andre Gide, ahlaki ve dini hususlarda eserlerinde yaptığı sorgulamalar, mesela en bilindik eserleri " Dar Kapı "," Pastoral Senfoni " üslupta akıcılık, sözlerinde sadeliği, anlatımı ve düşünceleri ile edebiyatta
Seçme Yazılar
Seçme YazılarAndré Gide · MEB · 196631 okunma
" Soru da bir şık "
Ne demiş Baudelaire. "Sağlıklı bir kişi yirmi dört saat ekmeksiz yaşar ama şiirsiz asla."
Genelde en eski hatıralar öyle kolay silinmez ve insana hayatı bir çırpıda geçmiş izlenimi verebilir. Daha yakın zamana ait hatıralar ise çoktan silinmeye başlamıştır, asırlardır yaşadığına ikna eder insanı. Kimi geçmiş anlarsa hafızanın ufuklarındaki bir sis perdesinin arkasında dalgalanır durur, onların ne zaman nerede gerçekleştiğini söyleyebilmek mümkün olmaz: "Sanki bin yıl yaşadım, o kadar çok anım var" demiş Baudelaire, Kötülük Çiçeklerinde.
Sayfa 22 - YKYKitabı okudu
Başka bir diyâr arzusu içindeyim yine... Ne güzel demiş Baudelaire; “Nerede değilsem,orada iyi olacakmışım gibi geliyor.”
Reklam
21 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.