Tutunamayanlar, Türk Edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak gösteriliyor. Yazarın da ilk eseri. 1934 İnebolu doğumlu yazar bir mühendis. Yazar kitabı 1968 yılında yazmaya başlamış. 1971 yılında yayımlanmış. Yayımlanmış ama pek okunmamış, okunsa da anlaşılmamış o dönemde kitap. Kitabı Kafka’nın kitapları gibi yazıldığı dönemden bağımsız
Cemal Süreya
Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
Şems-i Tebrizi
Düzenim bozulur,
Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
Canım Selim ;
Nerden başlasak,nasıl anlatsak seni..
Hepimiz ne kadar da anlaşılmak isterdik değil mi..?
Kitaba tutunan bir tutunamayan olarak geldim karşına..Ne kadar da benzettim kendimi sana..
Okudukça neden insanlardan kaçtığım,onlarla neden bu kadar az konuştuğum ve anlatmak istemediklerim geldi aklıma..Ne güzeldi seni anlamak..
Kimdi
Turgut uyar demiş ki:
- En iyi ben yenilirim;
dosta, düşmana, aşka…
Tomris Uyar demiş ki:
- Biri geliyor,
hayatımıza bir makas atıyor;
o yaşadığımız bölüm,
"Şimdi sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim. Gene de gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek. Seni tanıdığıma sevindim, kendi çapımda." demiş Oğuz Atay Ve Cemal Süreya'da
"Ben senin için okunacak kitaplar, anlatılacak hikayeler, altı çizili satırlar, güzel şarkılar ve rüyalar biriktiriyorum." diyerek dile getirmiş sevgisine sadakatini.. Ve ben Hiçbir zaman tam anlamıyla izah edemeyeceğim bendeki seni, kütüphaneler dolusu kitapları yutsam asla bir satırın etmeyecek senin. Bu dünyanın kalbiyle değil içimdeki sevgin. Ve bu dünyada sana senden daha güzel anlatabileceğim ne bir şarkı, ne bir rüya, ne de bir şiir var. Ne biriktirsem, ne anlatsam senden güzel olmayacak. Seni sana anlatmak? Bu da bu dünyanın diliyle mümkün değil! Senin karşılığına eş değer kelime mevcut değil senden guzel olmayacak. Seni sana anlatmak? Bu da bu dünyanın diliyle mümkün değil! Senin karşılığına eş değer kelime mevcut değil beşeriyetin hiçbir diliyle, izahsızsın. Bunu sana dilim çözüldüğünde, gözümdeki perde indiğinde, sonsuz bir hayatta uzun uzun anlatacağım yeni kelimeler bulduğumda.. Ve seni tanıdığıma sevindim kendi çapımda..
Umarım tutunabilirim demiştim kitaba başlamadan önce ve tutundum. Kitabı bitirdikten sonra nasıl düşüneceğimi yada ne hissedeceğimi çok merak ediyordum. Nedeni de yarım bırakılan kitaplar arasında birinci ama aslında en çok okunacak kitaplar arasında da üçüncü olmasıydı. Kitapsever bazı arkadaşlarımın olumsuz birkaç yorumu olmasına rağmen aldım
Tarihe geçmiş insanların ölmeden önce son sözleri...
Leonardo Da Vinci:
-"Çalışmalarım olması gereken kaliteye erişemediği için tanrıyı ve insanlığı gücendirdim."
Oğuz Atay:
-"Sevinmeyin daha ölmedim."
Ünlü seyyah Marko Polo:
-"Kimse bana inanmayacağı için gördüklerimin yarısını bile
Cahit Zarifoğlu özlemeyi şöyle ifade etmiş. "Özlemek ne derin bir duygu öyle, özlemek ne uzun bir mesafe öyle"... Cemal Süreyya demiş'ki " uzaktan sevmediyseniz birini hiç sevdim demeyin". Ekliyor Oğuz Atay "aklımdan çıkmıyor. Aklım çıkıyor, o çıkmıyor." Ve son noktayı Nazım Hikmet koyuyor. "Sesini duysam sesine sarılacağım".
Bir şiirinde Cahit Zarifoğlu
"özlemeyi" şöyle ifade etmiş;
"Özlemek" ne derin bir duygu böyle!
"Özlemek" ne uzun bir mesafe!
Cemal Süreya demiş ki;
"Uzaktan sevmediyseniz birini
hiç sevdim demeyin!"
Ekliyor Oguz Atay;
"Aklımdan çıkmıyor;
aklım çıkıyor,o çıkmıyor…”
Ve son noktayı Nazım Hikmet koyuyor;
"Sesini duysam sesine sarılacağım;
öyle özledim..."