256 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Sabahattin Ali’nin kitaplarından okuduğum ilk kitap oldu. Başlarda kitabın Türkçesi zor gelmiş olsa da sonra hikaye zihnimde netleşmeye başladı ve okurken zevk aldım. Yazar, kendi yarattığı karakterlerle insanın ruhuna dokunuyor. Ömer, Macide, Bedri gibi karakterlerin hayatımızda bulunması çok da zor değil. Macide babasını kaybediyor ve bir şekilde Ömer ile tanışıyor. Ömer, onu sevdiğini söylüyor ve duygularını abartarak anlatıyor. Başta düşündüm ki Ömer ya sapık bir çocuk olacak ya da Macide’den beklenmedik bir şey gelecek. Evleniyorlar ve asıl hikayeyi okumaya başlıyoruz. Bazen kendimi Macide karakterinde gördüm; Ömer ile bir yola çıkmış ve ne olursa olsun vazgeçmek istemiyor. İnsan bazen kör oluyor ya da karşımızdakinin zamanla değişeceğini düşünmüyoruz. Ömer’e gelince, sevse bile büyük hatalar yapar, kendini sorgular ama hep yanlış kararlar verir. Hatalar üst üste geldiğinde ise, bu yanlışların sebebinin kendisi değil de şeytan olduğunu düşünmeye başlar. Sonra Macide Ömer’in hiç değişmeyince anlayınca sonunda gözü açılır ve bir mektup yazar onu terketmek için sonra bir hadise olur ve o mektubu vermekten vazgeçer, keşke başından beri verseydi… neyse kitap dersi şu olabilir : bazen bir insan bizi ne kadar sevse bile hiç yeterli olmuyor sonuçta sevgi her şeyi değitirmez.. karakter, davranış o da çok önemli nasıl olsa, bir insan kaç kere hataları görmezden gelebilir acaba? İnstagram:bluelifebooks
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019173,6bin okunma
Ne düşmanı tanıyoruz ne dostu tanıyoruz !
Ümmetin hali ne yazık ki böyle bir hal.Geçenlerde yine oldu,bundan birkaç sene önce yine olmuştu.Bir koyun kendisini uçurumdan aşağıya attı.Geride 200 küsur tane koyun da hiç bakmadan tak tak tak kendilerini dağdan uçurumdan aşağıya attılar. Ne yazık ki halimiz böyle.Bunu düşünmüyoruz.Arkasını önünü konuşmuyoruz.Hakikatin siyasetini unutmuşuz.İlmin siyasetini unutmuşuz.Doğru yerde doğru amel yapmayı, doğru iş yapmayı anlayamıyoruz.Değişen dünya şartlarına göre bazı şeyleri anlama noktasında acziyet taşıyoruz.Daha büyük bir acziyetimiz var.Ne düşmanı tanıyoruz ne dostu tanıyoruz. Düşmanımızı tanımadığımız için düşmanımızın oluşturduğu şeylerden haberdar değiliz.
Muhammed Emin Yıldırım
Muhammed Emin Yıldırım
Reklam
Ölümcül hastalık taşıyan birini görünce ya bana da bulaşırsa diye korkuyoruz da ölen birini görünce ya ben de ölürsem diye düşünmüyoruz. Ölen kişinin en yakınları hariç, herkes normal yaşamına devam ediyor. Ölüm dediğin çok çabuk unutuluyor. Oysa yarın ölebiliriz. Yarım saat sonra da ölebiliriz. Ama buna inanmıyor kimse. Eğer gerçekten inanmış olsalar hayatla ilgili bütün mücadelelerini bırakırlar, yaşamak anlamsız gelir. Haksız da sayılmazlar. Gerçekten öleceğini düşünse neden yaşamaya katlansın ki insan? Çok saçma. Bir yolun sonu uçuruma çıkıyorsa neden sonuna kadar gidelim? Yürümeyi sevdiğimiz için mi? Hiçbirimiz, hiç kimse inanmıyor bir gün öleceğine. Bütün felaketler sadece başkalarının başına gelir zannediyoruz. Ölümsüz sanıyoruz kendimizi. Ölüm fikrini sürekli öteliyoruz zihnimizde. Ama hepimiz yavaş yavaş ölüyoruz! Yaşamak bir nevi intihar oluyor hepimiz için. Yine de inanmıyoruz ne yaşadığımıza ne de öleceğimize.
Sayfa 9
141 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Sırça Köşk
Sırça Köşk
Sırça Köşk
te birbirinden güzel öyküler var, Ancak son öykü hepsinden güzel. On yıllar evvel yazılmış bu öykü günümüzde yaşanılanları anlatır gibi... Hadi birlikte okuyalım öyküyü... Sırça Köşk Bir zamanlar boş gezmeyi iş yapmaktan çok seven üç arkadaş varmış. Bugünden yarına geçinmek, gittikleri yerlerin birinden yüz bulsalar, beşinden
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202057,1bin okunma
Bize Ne Oluyor!
Hasan-ı Basrî Hazretleri bir cenazeye katılmıştı. Defin işlemleri bittikten sonra yanındaki bir zâta sordu: “–Bu vefât eden zât, acaba şu anda dünyaya geri dönüp sâlih amellerini, zikirlerini artırmayı ve günahlarına daha fazla istiğfar etmeyi düşünüyor mudur?”  O zât da: “–Evet, tabiî ki düşünüyordur.” dedi. Bunun üzerine Hasan-ı Basrî Hazretleri şöyle buyurdu: “–O hâlde bize ne oluyor ki bu vefât eden kişi gibi düşünmüyoruz?”  (İbnü’l-Cevzî, el-Hasenü’l-Basrî)
Yaşam Türkce
Yaşam Ne söylendiyse sadece dinledik. Başka nasıl yapılmalı kesin bilemedik. Yaşamı görüb de böyle yapdık? İnsanlar konuştu gerçeğe çatdık? Yalnız konuşulur aynı mevzular. Bunu yaparsan olacak budur.
Reklam
363 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.