bu gece İstanbul'a sis, kucak açtı,
kim bilir kaç kötülüğün üstü örtüldü,
kim bilir kaç güzellik kayboldu..
ustaların ellerinde kaç kalem kırıldı?
öldü şiirler..
ustaların ellerinde kaç kalem mürekkep ile
yeni şiirler doğurdu, aldı ilk nefesini
ölümmü bu, yoksa yeniden dirilişmi
toprağa düşene kadar, kaç nefes?
kiminde anlık, kiminde çok uzun bir heves
bu ne! yaman bir çelişki...?
(doğan karaca)
Aktif, enerjik sayılıyordum, oysa krallığım yataktı benim. Dürüstlüğümü haykırıyordum, ama sanırım, sevdiğim kimselerden bir teki yoktur ki, sonunda ona ihanet etmemiş olayım.
İnsan Olmak nedir diye sorsam şimdi yüzlerce cevap gelir değil mi? Herkes kendine göre bir şeyler anlatır. Herkesin insan olma kriteri farklıdır. Bu kitapta da Engin Geçtan neredeyse verilebilecek bütün cevapları enine boyuna ele almış..
Öncelikle İstanbul'dan kalkıp Ankara'ya Engin Geçtan'ın yanına gidip "Hocam lütfen bizim içinde bir
İnsan, varolduğu günden bu yana sürekli olarak içinde yaşadığı dünyayı ve evreni tanımaya ve anlamaya çalışmış, ancak bu çabası içinde en az tanıyabildiği varlık yine kendisi olmuştur.