288 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Amak-ı Hayal, Filibeli Ahmed Hilmi tarafından 1910 yılında yazılmış olan, Türk edebiyatının ilk felsefi ve gerçeküstü romanıdır. Bu özelliklerinin yanı sıra eser bilhassa tasavvufi içerikler muhteva etmektedir ve temelde sufi metafiziğinin başlıca düşüncelerinden "vahdet-i vücud" düşüncesini ele almaktadır. Vahdet-i vücud inancına göre
A’mak-ı Hayal
A’mak-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Ketebe Yayınları · 202117,1bin okunma
162 syf.
·
Puan vermedi
Aşk Yetmez
Şahin Yıldırım kaleminden #AşkYetmez Genç Adam adlı bir radyo programının düzenlediği yarışmaya katılan 6 kişinin hikayesini içeriyor. Yarışma kapsamında herkese birer defter veriliyor. Yarışmacılar kendilerine ait olan defterlere; hayatlarında onları yaralayan olayları, travmalarını, isteklerini, bağ evinde yaşadıkalarını yazıyorlar. Aynı olaya farklı karakterdeki insanların bakışını da görmüş oluyoruz bu şekilde. Aslında her birey ne kadar farklı ve sırlarla dolu. Bir davranışın altında yatan bir değil bir sürü sebep var. Herkes kendinden kaçmak istiyor, yalnızlığından... Beni en çok etkileyen Berfin’in ve Nilgün’ün hikayesi oldu. Kadına yapılan psikolojik ve fiziksel şiddeti gösteriyor bu hikayeler farklı pencereden bakarsak. Aşk, evet çoğu zaman heyecan veriyor ama kadınların kendini aşk için ezdirmesi, yok saydırması kabul edilemez. Kitabın sonu da beni son derece üzdü. Bir kişiye tim hayatı bağlamak, çaresiz olmak ve umutsuzluk insanın yakasını bırakmayınca trajik sonlar kaçınılmaz oluyor. 6 defter ile değişik konulara değinmiş oluyor yazar. Karakterleri hem kendi hem de başkasının ağzından öğreniyoruz. Farklı bir okuma deneyimi tercih edenler şans verebilir.
Aşk Yetmez
Aşk YetmezŞahin Yıldırım · Öteki Yayınları · 035 okunma
Reklam
126 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Dünyaları olmayan insanlar yaşamak için kendilerine mitler yaratırlar. Aslında bu onların, başkalarının dünyalarının bir parçası olmak zorunda bırakılmalarının bir sonucudur. Irkçılık, cinsiyetçilik,öjeni ve sınıf farkı bildiğimiz tarih boyunca insanların ellerinden dünyalarını almanın çeşitli yolları olmuştur. Curley’nin karısı cinsiyetçilikle,
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023174bin okunma
222 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Kuyucaklı Yusuf olmak mı daha zordur, onu anlamak mı?
Sabahattin Ali gerçekçiliği diye bir şey var... Karakterlerin olanca duygusallığına, iflah olmaz romantikliğine rağmen yaşamın gerçekleri bu eserinde de yakamızı bırakmıyor. Roman; ilk cümlesinden son cümlesine, yüreğimizin ucunu kemirip duran, yok saymak isteyip de beceremediğimiz hep o bilindik sona giden gerçekle yüzleştiriyor bizi. Kuyucaklı Yusuf olmak ne zormuş, onu anlıyoruz okurken.. Yusuf'la, ölmüş anne ve babasının başucunda karşılaşıyoruz. Bu andan itibaren yaşamının her türlü olayı kendi iradesi dışında gelişen Yusuf, kendini hiçbir yere ve hiçbir kimseye ait hissetmiyor. Gittiği yerlere alışamıyor, insanları gerçekte hiç sevemiyor. Belki o bunu farkedecek kadar içine dönmüştü ve hassas ruhu farkında olmadan onu her şeyden ayrıştırıyordu. Devam eden süreçte ne yapacağını hiç bilmiyor Yusuf, kim olacağını da. Planlar yapmıyor, hayal bile pek kurmuyor. Ama hissediyor. Ufacık bile ilgisinin olmadığı bu yaşamın acılarına niye katlandığını sorup duruyor kendine. Gayet tabii, bir cevap bulamıyor. Hangimiz bulduk ki. Yine sonu olmayan bir sonda vedalaşıyoruz Yusuf'la. Hayat devam ettikçe o da devam edecek yoluna. Gerisini kimselerin bilemeyeceği bu yolculukta herkes dilediği yöne savuracak onu. Kuyucaklı Yusuf olmak kadar insan olmak da zormuş, bunu anlıyoruz bu kitapta. Sevgiyle..
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021176,3bin okunma
Veronika ta çocukluğundan beri biliyordu ki piyanist olmak için dünyaya gelmişti. On iki yaşında ilk piyano dersini aldığı günden beri biliyordu bunu. Öğretmeni de ondaki yeteneği görmüş, mesleğini bu yönde seçmesi için yüreklendirmişti onu. Ama ne zaman kazandığı bir yarışmadan duyduğu sevinçle annesine koşup, her şeyi bir yana bırakıp kendini piyanoya adayacağını söylese hep aynı tepkiyle karşılaşıyordu. Annesi ona sevecenlikle bakıyor, “Ama yavrum, kimse piyano çalarak hayatını kazanamaz,” diyordu. “Ama beni piyano derslerine yollayan sizsiniz.” “Sanatsal yanın da gelişsin istedik, başka bir şey değil. Erkekler eşlerinin bu gibi yetenekleri olmasından hoşlanırlar, bir partiye falan gittiğinizde seninle gösteriş yapacaktır. Piyanist olma hayalini unut, yavrum. En iyisi hukuk okumak, geleceğini garantiye alacak meslek bu.” Veronika, annesinin gerçeği görecek ölçüde hayat deneyimi olduğuna inanarak, onun dediğini yaptı. Liseyi bitirdikten sonra üniversiteye gidip iyi bir dereceyle hukuk diploması aldı. Ama sonuç olarak bir kütüphanede iş bulabildi. “Onlara aldırmayıp delice davranmalıydım.” Ama pek çok insan gibi o da bunu çok geç anlamıştı.
Sayfa 103Kitabı okudu
Kehf Suresi ﴾1-3﴿ Hamd Allah’a mahsustur. (O Allah ki, insanları) kendi tarafından gelecek çetin bir azap ile uyarmak, dünya ve âhiret için yararlı işler yapan müminlerin, içinde ebedî kalacakları güzel bir mükâfata (cennet) erişeceklerini müjdelemek için kuluna sağlam ve kusursuz kitabı indirmiş, onda hiçbir bozukluğa yer vermemiştir. ﴾4﴿ (Bir
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.