Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Moskova, üçüncü Roma Moscow, third Rome (Москва — третий Рим)
Bu defa Moskof, İslam ve Türk'ü yok etme dâvasında....300 küsur yıldır Komünist Rusya’ya kadar hiç şaşmadan yürütülen çizgi....15. Asır sonunda, Türkler Moskofun gözünde, karşı durulmaz bir kuvvet, Moskof da Türk'ün nazarında zaman ve mekân dışı âciz bir belirti halindeyken Üçüncü İvan'ın Padişah huzurunda dize gelmemek emrini alan sefiri,
İstanbul'un Fatih Sultan Mehmet tarafından alınmasıyla beraber, sırf Timurlenk sayesinde Moskofluğun İstiklal kazanması ve yükselmeye başlaması bir olmuştur. Fatih'den biraz sonra bütün Karadeniz çevresi Türklerin eline geçerken, Rusların da henüz şimalde ve cenupta denizsiz ve orta Rusya içine mahpus, fakat büyük emeli oluşları belirmeye başlıyor. Ne var ki, bu oluşun nerede ve nasıl başlayıp nerede ve nasıl biteceği üzerinde en küçük bir Osmanlı dikkat ve şuuru yoktur. Fatih'ten sonra gözünü kâh batı, kâh Doğu istikametinde gezdiren, Karadeniz’i halkalamış olsa da onun şimalindeki Moskof oluşuna değer vermeyen, Moskova'dan sızıcı mırıltılara kulak çevirmeyen ve yalnız belirli büyük devletlerle boğuşan Türk Moskof'u, ancak, defedilmesi çok zor bir belâ haline geldikten sonra tanıyacaktır.
Reklam
Igor {Игорь Рюрикович}
Rus'un ırk madenine Müslüman Türk'e karşı en şifasız düşmanlık terkibi verecek olan ruhî unsur, Hristiyanlıktır ve biraz önce belirttiğimiz gibi bu Moskofluk oluşu Kiev'de ve 10. Asırdadır. Hadise, ilk kuruculardan (Rurik)'in oğlu (İgor {Игорь Рюрикович})'dan sonra hükümdarlık makamına geçen, karısı (Olga) marifetiyle meydana gelmiştir. (Oleg)den
I. İgor (Ukraynaca: Ігор Рюрикович, Rusça: Игорь Рюрикович) (d. ? – ö. 945); 914-945 yılları arasında Kiev knezi. 9. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Ruslar, Hazar ülkesinde özellikle ticari alanda etkili olmaya başlamışlardır. Hazar hakanı ülkesinde
140 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Üstad Osmanlıyı 1909'dan itibaren yıkıma götüren fikri anlayışı ve süreci tiyatro şeklinde çok güzel anlatıyor. Kitapta çok çarpıcı ve etkileyici sahneler var. Herkes okumalı.
Künye
KünyeNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 2000322 okunma
140 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Selamün aleyküm; Sorun bende mi bilmiyorum ama Üstad'ın şu ana kadar okuduğum kitapları arasında en az beğendiğim kitabı... Tiyatroya aktarılması neredeyse imkansız. İçi askerî ıstılahatlarla dolu ve anlaması da bir o kadar zor. Pek kıymetli Üç beş cümle çıkarabildim çok şükür. Tabi üstada da haksızlık etmemek lâzım belki de ben bu kitabı anlayacak bir seviyede değilim. Bu da bir ihtimal. Allah Üstad'dan ebeden razı olsun
Künye
KünyeNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 2000322 okunma
Filistin yollarına geçelim, Filistin yollarına... Mezopotamya' dan Suriye ve Filistin, oradan da Mısır ve Hicaz istikâmetinde uzanan yollar. Bu yolların düğüm noktası Filistin...
Reklam
Şair Necip Fazıl, 1945'ten önce öldü.
Yaşça büyüktü, ama yazın sevgisiyle bizleri eşit görürdü kendisiyle... Ama çok sürmedi bu. Dergi, yavaş yavaş değişti. Bambaşka bir görünüş, bir içerik kazandı. Atatürk devrimlerini yıkıp yok etmek isteyenlerle işbirliğine kalkıştı. Hatta onların öncüsü oldu. Bizleri de etkilemeye çalıştı, ama başaramadı. 1945 güz aylarında karşımızdaki Büyük Doğu' dergisi sahibi Necip Fazıl'ın, 'şair "Necip Fazıl'dan çok daha başka bir insan olduğunu anladık, kendisiyle ilgiyi kestik. 1945'ten sonra hızla, ilkelliğe, geriliğe doğru koşarcasına ilerledi, her adımda sanattan, şiirden, kendisini seven sanatcı dostlarından koparak. Gidiş o gidiş! Kırk yıl sonra ulaştığı yer, 'genç şair Necip Fazıl'a yakışan bir yer değildi. Şair Necip Fazıl, 1945'ten önce ölmüştü. Şiiri cücelere bıraktığını söyler söylemez kendi ölümünü çağırmıştı. 78 yaşında ölen Necip Fazıl dizeleri ezberimde duran sair Necip Fazıl'a değildir. Gerçek kişiliğini, sanatını yadsımış, çıkmazlara, bataklara saplanmış, kendine kendi eliyle kıymış biri... Geriye o güzel gençlik şiirle ri kaliyor. O kadar uğraştıysa da o şiirleri büsbütün bozamadı, yok edemedi. Insanoğlu gelip geçer, onun hesabı ayrı yapılır; yazın tarihi için, bir ulusun belleği için, önemli olan yapıtlardır.
Müthiş bir benzetme..
Dünyadaki gaflet ne kadar korkunçsa, dünyadan gaflet de o kadar yakıcı oluyor; ve büyük erişin tek mîyarı, her ân Hak ile olup halk ile görünmekteki şanlı muvazane âbideleşiyor. Dünyaya ve işine hâkim görünüp de Allah'dan gafil olanların felâketi yanında, böylece, ân geliyor ki, ruhlarını ilâhî aşk okuna hedef tutanların gözünde gaflet, hastanın su istemesi gibi bir nimet oluyor.
Sayfa 179 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
598 syf.
·
Puan vermedi
Hiçbir satırının altını çizemedim. Her satırı hatta noktası dahi önemlinin önemlisi çünkü. Lâyık olamadığımız Kâinatın Efendisi'ni, el-Emin'ini, o saadetli asrı birde Üstad ' dan okuyun.
Çöle İnen Nur
Çöle İnen NurNecip Fazıl Kısakürek · Hâcegân Yayınları · 201810bin okunma
Hazret-i Ali devrinde tam billurlaşan, şekil ve isim alan "Haricî" tayfası, işin başında idari ve siyasî bir aykırılığı mezhep ve akide havasına bulamakta ve mukaddes ölçüleri kabuk üstü bir anlayışla güya savunmakta o kadar ileri gitmişlerdi ki, Hazret-i Osman'a şu hayâsız sualleri sormaktan çekinmemişlerdi: - Niçin Bedr Gazasında hazır bulunmadın? - Mushafları niçin yaktırdın? - Hudeybiyedeki Rıdvan biy’atinde neden yoktun? - Niçin akrabanı kayırdın? - «Beytülmal»dan ne kadar para harcadın? Yerinde bir başkası olsa: - Bu suallerin altındaki suçlama, aslında benim faziletimdir! Cevabını vereceği halde Hazret-i Osman öyle yapmadı, Misilsiz bir vakar ve sükûnet tavrıyle onları tek tek cevaplandırdı: - Bedr Gazasında, hastalık sebebiyle ve Allah Resulünün emriyle bulunamadım! - Yaktırdığım mushaflar ihtilâflı olanlardı. Allah kelâmını korudum. - Rıdvan biy'atinde, Allah Resulü tarafından mürahhas olarak Mekke'ye gönderildiğim için yoktum! Bu biy'atte, Allah'ın Resulü, benim elimin yerine kendi elini koymuştur. - Akrabamı, yakınım oldukları için değil, layık oldukları için kayırdım! - "Beytülmal"dan ne harcadımsa hemen ödemeye hazırım!
Sayfa 41 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hiçbir gurur ve tavır takınmaksızın bildirebilirim ki, bu memlekette komünizme düşmanlığında bir eşi bulunmayan, mutlaka bir numaralı düşman diye gösterilecek olan ve 1936 dan beri bu mücadelede devam eden beni bile zaman zaman ''komünist" diye tanıtmaya yetenmekten çekinmemişlerdir.
Sayfa 264 - Büyük DoğuKitabı okuyor
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.