Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Faruk Duman'ın son kitabı yazarın İtalya'nın Todi komününde yazdığı bir günce. Yazarın en güzel çalışmalarından biri Todi Güncesi. Muazzam güzellikteki kapağıyla Alakarga Yayınları'ndan çıktı kitap. Minyon, küçük bir Faruk Duman güzelliği.
Bu kitabı üç kez okudum. Çok da severek okudum; çünkü okuduğum bütün Faruk Duman
Öncelikle okuyup etkilendiğim başarılı kitaplardan biri. Aslında kitabı okuyalı epey zaman oldu ama hâlâ kitabın kapağını gördüğümdeki his...
"Bireyselliğin yok edildiği, zihnin kontrol altına alındığı, insanların makineleşmiş kitlelere dönüştürüldüğü totaliter bir düzen"
Yazarın en sevdiğim yanı kurguladığı bu dünya düzenini en ince ayrıntısına kadar düşünmüş olması. Okudukça böylesi düzen "Neden olmasın?" dedirtip endişelendiriyordu. Ki neden olmasın?
Günümüzü ve artık giderek kayıtsız, sabırsız, endişeli, kaygılı, öfkeli oluşumuzu gördükçe eserin yaşattığı duygular daha da derinleşiyor.
Yeşil Mürekkep
Sabahattin Ali'nin yazdığı her eseri okumalıyız diye düşünüyorum. Neden derseniz bu kadar çok yönlü bir yazarın belki dünyada eşi benzeri zor bulunur. Roman ve öykülerinin çoğunu biliyoruz. Peki ya şiirleri. Aldırma Gönül, Vurgunum, Dağlardır, Leylim Ley... Bu eserlerin çoğunu yıllardır şarki olarak dinliyoruz. Roman, hikaye, şiir saydık peki bitti mi. Aziz Nesin ile beraber Marko Paşa isimli siyasi mizah dergisiyle de adından sıkça söz ettirmiş. Tiyatro oyunu yazmış. Kadınlar Üzerine konferans düzenlemiş. Haince bir cinayetle öldürülmese çok daha fazla eseri ile günümüze ışık tutmaya devam edecekti. Sabahattin Ali ile ilgili ne söylesem eksik kalacak gibi geliyor. Ki bütün eserlerini okumadım daha. Kendime ve okuyuculara tavsiyem edebiyatimizin mihenk taşlarından biri olan büyük ustayı okuyalım...
Sahilde Kafka büyük bir hevesle elime alıp okumaya başladığım kitaplardan biri. Öyle büyük bir hevesti ki bu sayfalar ardı sıra geldi ama şöyle geldi :"Bu 50 sayfayı da okuyayım belki daha ilgimi çekebilir.Bi 50 daha .."diye diye sonuna kadar zar zor gelebildiğim benim için hayal kırıklığı olan bir roman.Konusu ilgi çekici diyebilirim fakat bu ilgi çekici konu o kadar ayrıntılı cümleler ile kaplanmış ki çoğu zaman konudan kopabiliyorsunuz. Samimi bir şekilde söyleyebilirim ki paylaşılan alıntılar kitabın en güzel kısımları.Peki siz neden okudunuz derseniz maalesef ki şöyle söyleyebilirim "Okumak için okudum."
Patasana
Tanışmaya geç kaldığım bir yazarın beni kendine bu kadar hayran bırakması...
Ahmet Ümit'ten okuduğum ikinci kitap. İkisinde de başkomiser Nevzat yok, bunu neden söylüyorum herkes polisiye romanlarını başkomiser üzerinden öneriyordu bana. Bu da yine bir polisiye, katil arayıp durduk ama daha gizemli ilerliyor.
"Fırat'ın ışıltısına gizlenmiş karanlık sırlar"
Tarihin tozlu tabletlerine ulaşan bilim insanlarımız ve bu sırada gerçekleşen sıralı cinayetler konumuz.
Bir Amerikalı, bir Alman ve beş de Türk'ten oluşan bir ekip Patasana'nın tabletlerini gün ışığına çıkarmaya çalışıyorlar.
Kitap iki koldan ilerliyor. Bir taraftan arkeologların yaşadıkları bir yandan Patasana'nın 28 tabletinde yazanlar. Açıkçası tabletlerde yazanları okumak daha ilgi çekiciydi ama finale yaklaştıkça diğer kola da hayran kaldım.
Patasana okuduğum en iyi kitaplar arasına girdi :)
Okuyalım okutalım.
Babil Kitaplığı serisini okumaya devam ediyorum büyük bir hevesle. Açıkçası içeriklerinin ortak özelliğini bilseydim bu seriden uzak durabilirdim ama okudukça okuyasım geliyor enteresan şekilde. Şimdiye kadar okuduklarımın hepsinde karanlık bir dünya mevcut ama kısa tutuldukları için ruhumu ele geçirmeden bitirebiliyorum kitapları. Âşık Şeytan da bunlardan biri. Kitap 124 sayfa olduğu için çok detaya girmek istemiyorum o yüzden kendimce "ava giderken avlanan şeytanın hikayesi" diye anlatmak istiyorum kitabı. Tabii kitaptaki şeytanın kadın kılığında amacına ulaşmaya çalışması da kitabın farklı boyutlarda ele alınmasına neden olabilir. Ben keyifle okudum, seviyorum bi solukta biten sürükleyici kitapları. Keyifli haftasonları diliyorum, kitapla kalın.
