Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Ne söylemeye çalışıyorsun?” diye homurdandı Takver, battaniyenin altına daha bir gömüldü. “Sanırım şunu: bir görevi reddettiğimizi söylemeye utandığımızı; toplumsal vicdanın bireysel vicdanla bir tür denge tutturmak yerine ona tümüyle egemen olduğunu söylemeye çalışıyorum. Biz işbirliği yapmıyoruz - biz emre uyuyoruz. Dışlanmaktan, tembel, işlevsiz, bencil diye adlandırılmaktan korkuyoruz. Komşumuzun düşüncesinden, kendi seçim özgürlüğümüze saygı gösterdiğimizden daha fazla korkuyoruz. Bana inanmıyorsun Tak, ama hele bir dene, çizgiyi aşmayı dene, yalnızca hayalinde, sonra da neler hissettiğine bak. İşte o zaman Tirin'in ne olduğunu, neden çöküp yitik bir ruh olduğunu anlarsın. Bir suçlu o! Suçu yarattık, tıpkı mülkiyetçiler gibi. Bir insanı kendi onaylarımız dışına çıkmaya zorluyoruz, sonra da onu bu nedenle suçluyoruz. Yasalar yaptık, geleneksel davranış yasaları, tüm çevremize duvarlar ördük ve bunları göremiyoruz, çünkü düşüncemizin bir parçası onlar. Tir bunu hiçbir zaman yapmadı. On yaşından beri tanıyorum onu. Hiç yapmadı, hiç duvar öremedi. O doğuştan isyancıydı. Doğuştan Odocu'ydu -gerçek bir Odocu! Özgür bir insandı, biz kardeşleri ise onu ilk özgür eylemi nedeniyle cezalandırıp delirttik.”
Yine tavan, duvar, koridor. Gözlerimi gömdüğüm yerler uzaklaşıyor sanki. Oda gittikçe pembeleşiyor. Ve ben gittikçe küçülüyo-rum. Bu kadar pembelik bir kadına fazla değil mi: Annemleyiz, yatak odasında uyuyoruz. “Öyle uyuma, anne. O tarafına dönme. Anne senin derilerin neden buruşuk? Sen neden bu kadar?..”
Reklam
“Sanırım şunu: bir görevi reddettiğimizi söylemeye utandığımızı; toplumsal vicdanın bireysel vicdanla bir tür denge tutturmak yerine ona tümüyle egemen olduğunu söylemeye çalışıyorum. Biz işbirliği yapmıyoruz - biz emre uyuyoruz. Dışlanmaktan, tembel, işlevsiz, bencil diye adlandırılmaktan korkuyoruz. Komşumuzun düşüncesinden, kendi seçim özgürlüğümüze saygı gösterdiğimizden daha fazla korkuyoruz. Bana inanmıyorsun Tak, ama hele bir dene, çizgiyi aşmayı dene, yalnızca hayalinde, sonra da neler hissettiğine bak. İşte o zaman Tirin'in ne olduğunu, neden çöküp yitik bir ruh olduğunu anlarsın. Bir suçlu o! Suçu yarattık, tıpkı mülkiyetçiler gibi. Bir insanı kendi onaylarımız dışına çıkmaya zorluyoruz, sonra da onu bu nedenle suçluyoruz. Yasalar yaptık, geleneksel davranış yasaları, tüm çevremize duvarlar ördük ve bunları göremiyoruz, çünkü düşüncemizin bir parçası onlar. Tir bunu hiçbir zaman yapmadı. On yaşından beri tanıyorum onu. Hiç yapmadı, hiç duvar öremedi. O doğuştan isyancıydı. Doğuştan Odocu'ydu -gerçek bir Odocu! Özgür bir insandı, biz kardeşleri ise onu ilk özgür eylemi nedeniyle cezalandırıp delirttik.”
Pdf
Neden uyuyoruz?
Uykudan mahrum bırakılan farelerin yaraları genelde daha yavaş iyileşiyor ve yeterince uyuyan fareler kadar uzun yaşamıyorlar. Alternatif bir teoriye göre uyku zayıf nörolojik bağlantıların sinyal gücünü azaltarak ortadan kaldırılmalarını kolaylaştırıyor. Bir diğerine göreyse uyku olumsuz duyguların azaltılmasını kolaylaştırıyor. Daha ilginç teorilerden biri uykunun bizi yırtıcılardan korumak için evrimleştiği yönünde. Çoğu yırtıcı geceleri aktiftir ve insanların kendilerini hayatta tutmak için 24 saatlik bir faaliyete ihtiyacı yoktur, böylece uyku insanların hareketsiz olduğu uzun dönemler yaratarak gece yırtıcılarının onları bulmasına yardımcı olacak işaret ve ipuçlarını azaltıyor.
Sevgiyi kucaklayabiliriz, geç kalmış değiliz hâla Neden öyleyse nefretle yatıp uyuyoruz? Cehennemin kendi icadımız olduğunu görmek için İnancı terketmek gerekmez. Cehennemi gerçek yapan biziz, Ateşini körükleyen de biz. Umutlarımız onun aleverinde yok olur. Cennet bizim yarattığımız bir sey. Kendi kurtuluşumuz kendi elimizdedir. Bütün gereken sadece hayalgücü. - SAYILI ACILAR KITABI- SON
Sayfa 287
“Neden hepimiz uyuyoruz? Instagram hesabında, FETÖ’cü zannedilmeyeyim diye Türk bayrağı paylaşan var. Arkadaşlarım tarafından yuhalanmayayım diye şehit haberine lanet mesajı yayınlayan var. Şarkıcılar, türkücüler, oyuncular sırf onları sevenler bozulmasın diye 10 Kasımları yad edip, bayramları kutluyorlar. Siz onlara inanıp, altına “Adamsın!” yazıyorsunuz. Çünkü uyuyorsunuz.”
Sayfa 50 - Hayy KitapKitabı okudu
Reklam
bir görevi reddettiğimizi söylemeye utandığımızı; toplumsal vicdanın bireysel vicdanla bir tür denge tutturmak yerine ona tümüyle egemen olduğunu söylemeye çalışıyorum. Biz işbirliği yapmıyoruz - biz emre uyuyoruz. Dışlanmaktan, tembel, işlevsiz, bencil diye adlandırılmaktan korkuyoruz. Komşumuzun düşüncesinden, kendi seçim özgürlüğümüze saygı gösterdiğimizden daha fazla korkuyoruz. Bana inanmıyorsun Tak, ama hele bir dene, çizgiyi aşmayı dene, yalnızca hayalinde, sonra da neler hissettiğine bak. İşte o zaman Tirin'in ne olduğunu, neden çöküp yitik bir ruh olduğunu anlarsın. Bir suçlu o! Suçu yarattık, tıpkı mülkiyetçiler gibi. Bir insanı kendi onaylarımız dışına çıkmaya zorluyoruz, sonra da onu bu nedenle suçluyoruz. Yasalar yaptık, geleneksel davranış yasaları, tüm çevremize duvarlar ördük ve bunları göremiyoruz, çünkü düşüncemizin bir parçası onlar.
Sayılı Acılar Kitabı
"Sevgiyi kucaklayabiliriz; geç kalmış değiliz hala. Neden öyleyse nefretle yatıp uyuyoruz? Cehennemin kendi icadımız olduğunu görmek için İnancı terketmek gerekmez. Cehennemi gerçek yapan biziz, Ateşini körükleyen de biz. Umutlarımız onun alevlerinde yok olur. Cennet bizim yarattığımız bir şey. Kendi kurtuluşumuz kendi elimizdedir. Bütün gereken sadece hayal gücü. "
Sayfa 287 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
“Biz işbirliği yapmıyoruz. Biz emre uyuyoruz. Dışlanmaktan, tembel, işlevsiz, bencil diye adlandırılmaktan korkuyoruz. Komşumuzun düşüncesinden, kendi seçim özgürlüğümüze saygı gösterdiğimizden daha fazla korkuyoruz. Bana inanmıyorsun Tak, ama hele bir dene, çizgiyi aşmayı dene, yalnızca hayalinde, sonra da neler hissettiğine bak. İşte o zaman Tirin'in ne olduğunu, neden çöküp yitik bir ruh olduğunu anlarsın. Bir suçlu o! Suçu yarattık, tıpkı mülkiyetçiler gibi. Bir insanı kendi onay alanımız dışına çıkmaya zorluyoruz, sonra da onu bu nedenle suçluyoruz. Yasalar yaptık, geleneksel davranış yasaları, tüm çevremize duvarlar ördük ve bunları göremiyoruz, çünkü düşüncemizin bir parçası onlar. Tir bunu hiç bir zaman yapmadı. On yaşından beri tanıyorum onu. Hiç yapmadı, hiç duvar öremedi. O doğuştan isyancıydı. Doğuştan Odocu'ydu gerçek bir Odocu! Özgür bir insandı, biz kardeşleri ise onu ilk özgür eylemi nedeniyle cezalandırıp delirttik.”
Metis Yay.Kitabı okudu
50 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.