Bir elin çıkardığı ses nedir?”, “Doğmadan önceki yüzün neye benzer?”,
Öğrenci ustasına sorar: “Ego nedir?” Usta yüzünü buruşturarak öğrenciye dönüp, “Bu ne kadar aptalca bir soru. Bunu sadece bir aptal sorabilir.” der. Öğrenci allak bullak olur, öfkeden kıpkırmızı kesilmiştir. Usta gülümser ve şöyle der: “İşte ego budur!”
Reklam
Ve nedir iyi, Phaedrus, ve nedir iyi olmayan– Bunu söyleyecek birine ihtiyacımız var mı?
Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Peki ama benlik kendi kendisine özen gösterdiğinde, kim kime ōzen gösteriyordur aslında? Tasavvur edilen benlik (kendini kendi Ben'i olarak tasarlayan Ben), verili benliğe (deneyimleriyle ve aynadaki yansısında kendini gerçek Ben olarak gösteren zanlı) özen gösteriyordur orada - veya tersi. Bu özen, benlik olarak algılanan ve birçok kısımdan
Farkındalığın, dikkatin her an vurgulanması zamanımızın buluşu değildir. Bin yıllardan bu yana dünyanın her kültürü ve dininde yaşanan an kutsana gelmiştir. Neden böyledir bu? Ezelden beri yaşam ve ölümün anlamını araştırırız. Yaşam nedir? Ölüm nedir? Her birimiz yaşamının bir anında bu soruları kendine sorar. İçinde bulunduğumuz an, böylesine önemli ve baskısını hissettiğimiz sorularımızı yanıtlayabilir mi? Belirgin bir karşılığı yok bunun. Kendi deneyimimizden yola çıkarak her birimiz kendi yanıtımızı bulmak zorundayız. Belli yanıtlar saptayan dinler vardır. Ama saptanır saptanmaz sorunun karşılığı olmaktan çıkar yanıtlar. Aydınların üzerinde oynayabileceği güzel bir teoriye dönüşürler belki, ama teorilerle yaşayamayız.
Japon zanaatkârlarının, mühendislerinin, Zen felsefesinin ve mutfağının ortak yönü nedir? Sadelik ve detaylara verilen özen. Bu tembellikten kaynaklı bir sadelik değil, kişinin ikigaisine göre yeni sınırlar arayıp bulan, her zaman bir nesneyi, bedeni ve zihni ya da mutfağı bir sonraki seviyeye çıkaran sofistike bir sadeliktir. Csikszentmihalyi’nin dediği gibi, akışı korumanın anahtarı her zaman üstesinden gelinecek anlamlı bir zorluğa sahip olmaktır.
Reklam
314 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.